Güneş Enerjisi Sanayicileri Derneği Başkanı Prof. Dr. Engin Türe yaptığı konuşmada fosil yakıtların bir gün biteceği herkes tarafından bilinen bir gerçek olduğunu hatırlatarak, “Yakıt türlerinde maliyetler artıyor. Fiyatların ucuzlaması mümkün görünmüyor. Fosil yakıtların kullanımı çevre ve insan sağlığı açısından da zararlı. Fosil yakıtlar dünyayı ne yazık ki yaşanmaz hale getiriyor. Bütün bunları bildiğimiz ve kabul ettiğimiz halde neden hala ısrarla bu yakıt türlerini kullanmaya devam ettiğimizi anlayamıyorum” dedi. Türe, güneş enerjisinin doğal ve çevreci olduğunu, güneş enerjisi kullanımının mutlaka desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi ve “Bunun gerçekleşebilmesi için toplumsal dayanışma içerisinde olmalıyız. Bilinç seviyemizi artırmalı ve temiz enerji için talepte bulunmalıyız. Türkiye güneş enerjisinin kullanımı ile geç tanışan bir ülke oldu. Hala güneş hücresi yapımını Türkiye’de gerçekleştiremiyoruz” dedi.
10 yılda güneş enerjisi yüzde 20 olmalı
Engin Türe, Türkiye’de yüzde 70’in üzerinde ithal enerji kullanıldığını, bu oranın dış ticaret açığımızın önemli bir girdisini oluşturduğunu belirterek, “Bunun önüne geçebilmek için sahip olduğumuzu enerji kaynaklarını kullanmalı, AR-GE çalışmalarına ağırlık vermeliyiz, gelecek 10 yıl içerişinde ülke enerjisinin yüzde 20’sinin güneş enerjisinden sağlanması mümkün olabilir. Güneş enerjisinin yanı sıra jeotermal enerjinin önemine de değinilmesi gerekiyor. Dünyamız için jeotermal enerji bulunmaz bir nimet. Türkiye için de aynı şey geçerli. Dünyanın tüm enerjisini karşılayabilecek bir potansiyel var” şeklinde konuştu.
Güneş enerjisinde Çin yüzde 44 ile dünya lideri
Prof. Dr. Şener Oktik ise konuşmasında güneş enerjisi kullanan ya da üreten ülkelere bakıldığında stratejik bir bakış açısını görüldüğünü, Çin’in yüzde 44 ile ilk sırada geldiğini belirtti. Çin’i yüzde 16 ile Tayvan, yüzde 11 ile Japonya’nın izlediğini dile getiren Oktik şöyle konuştu:
“Avrupa geneli ise yüzde 10 düzeyi ile takip ediyor. Kullanım oranlarına bakıldığı zaman Çin’in yüzde 11, Tayvan’ın ise yüzde 1 düzeyinde olduğunu görüyoruz. Japonya’da ise kullanım oranı yüzde 6 düzeyinde. Avrupa’da ise çok daha fazla. Avrupa ülkeleri özellikle Almanya, İtalya yakın zamana kadar teşvik ettikleri için önemli bir yol kat edildiğini görüyoruz.”
Kaynak:EmlakKulisi.com