WWF’in Blue Panda yelkenlisi İstanbul Adaları’nın denizel zenginlikleri konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Marmara Denizi’nin biyolojik çeşitliliğinin korunması ve balık stoklarının devamlılığı için bölgenin acilen deniz koruma alanı ilan edilmesi talebini dile getirildi. Programda ayrıca domuz köpekbalığı konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik bir dalış etkinliği düzenlendi.
WWF’in Blue Panda yelkenlisi, “daha iyi korunan bir Akdeniz” fikrinden hareketle çıktığı yolda Türkiye ziyareti çerçevesindeki etkinliklerine İstanbul’da başladı. Blue Panda bir yandan tehdit altında olan deniz yaşamı ile ilgili bilimsel araştırmalar yaparken, diğer yandan Akdeniz’i tehdit eden plastik kirliliği
Marmara Denizi, Akdeniz ve Karadeniz arasında geçiş sağlayan, birçok balık türü için önemli bir geçiş yolu ve balıkçılık alanı. Marmara Denizi’nin kuzeyinde yer alan İstanbul Adaları ve çevresi, denizel biyolojik zenginlik açısından önemli türleri barındırıyor. Belirli bölgelerde bazı mercan türlerinin yoğun topluluklar oluşturduğu, bu türlerden bazılarının Akdeniz’e endemik olduğu belirlendi. Adalar çevresinde görülen ve yeterince tanınmayan türlerden biri de “domuz köpekbalığı”.
Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği (ADYSK), İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ve İ.Ü. Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü uzmanları tarafından 2013 yılından bu yana yürütülen çalışmalar, Neandros Adası çevresinin denizel biyolojik zenginlik açısından koruma alanı olma kriterlerine sahip olduğunu göstermekte. WWF’in Blue Panda yelkenlisi de Marmara Denizi’nin biyolojik çeşitliliğinin korunması ve balık stoklarının devamlılığı için bölgenin acilen deniz koruma alanı ilan edilmesi fikrinden hareketle bir dalış etkinliğine ev sahipliği yaptı. Program kapsamında ayrıca domuz köpekbalığı konusunda farkındalık oluşturmaya yönelik bir dalış etkinliği düzenlendi.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli etkinlikte şu görüşleri dile getirdi: “Türkiye’deki yaklaşık 346.138 hektarlık denizel alan 31 Deniz ve Kıyı Alanı (DKA) yasal olarak koruma altında bulunmakta. Yani Türkiye kara sularının yaklaşık %4’ü korunmakta. Deniz koruma alanlarımız Ege ve Akdeniz kıyılarımızda bulunmakta olup, Marmara ve Karadeniz’de henüz bir DKA’mız bulunmamakta. 2013 yılından bu yana yürütülen çalışmalar, Neandros Adası çevresinin denizel biyolojik zenginlik açısından koruma alanı olma kriterlerine sahip olduğunu gösteriyor. Marmara Denizi’nin biyolojik çeşitliliğinin korunması ve balık stoklarının devamlılığı için bu bölgenin acilen deniz koruma alanı ilan edilmesi önemli.”