Şehir ısı adası, insan faaliyetleri sonucunda şehrin, çevresindeki kırsal alanlardan önemli ölçüde daha sıcak olmasıdır. İklim değişiyor ama insanoğlu da rahat durmuyor; binalar, asfaltlar, gökdelenler ve dahası ile ekolojik yıkıma devam ediyor. Güneş’ten gelen radyasyonu daha uzun süre yer yüzeyinde muhafaza ediyor, şehirde sıcaklığı arttırdıktan sonra bu durumdan şikayet ederek doğaya kaçmaya çalışıyor çünkü şehir ile kırsal alan arasında 6 dereceyi bulan ciddi bir fark oluşuyor.
Değişen iklim ve hava olayları düşünülmeden yapılan bu kontrolsüz yapılanmaların, şehirde yarattığı etkilerden bir diğeri de enerji kullanımı artırmasıdır. Rüzgar şehirleşme dolayısıyla oluşan nemi, binaların yapısal şekli yüzünden dağıtamıyor. Hissedilen sıcaklık artarken klima kullanımı ve dolayısıyla enerji sarfiyatı artmış oluyor. Şehirleşmenin yarattığı etkiler sadece bu kadarla sınırlı değil. Son zamanlarda yaz geceleri daha sıcak ve bunaltıcı değil mi? İşte bunun sebebi Dünya’dan uzaya gitmesi gereken güneş ışınlarının dar alanlardaki yüksek binalar tarafından tekrar tekrar absorbe edilmesi ve gece sıcaklığını arttırmasıdır. Bu etki kış aylarında da olduğu için yazın klima ile aldığını kışın doğalgazla geri veriyor deyip belki iyimser düşünebilirsiniz ama önce yazının tamamını okumanızı rica ediyorum.
Aşırı sıcaklar ve beraberinde getirdiği sağlıksız koşullar insan hayatını tehlikeye sokuyor. Fransa Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Enstitüsü’ne göre Avrupa’da 2003 yılında 70 binden fazla kişi aşırı sıcaklardan dolayı hayatını kaybetti. İklim şartları düşünülmeden yapılan imar ve artan şehirleşme çoğunlukla kötü sonuçlar ile bizi doğrudan etkileyecektir. Bunu örneklerle de görüyoruz ama umarım değişen Dünya’ya daha doğrusu zorla değiştirdiğimiz Dünya’ya dolayısıyla doğaya hak ettiği değeri gösteririz.
Şeyma Görür- Meteoroloji Mühendisliği – seymagorurr@gmail.com