Dünya büyümeye devam ederken diğer yandan enerjiden, özellikle elektrik enerjisinden henüz faydalanamayan 1,4 milyar insanın, sudan faydalanamayan da 1,3 milyar insanın bulunduğunu belirten Yıldız, 800 milyon nüfuslu Sahraaltı Afrika’nın kullandığı toplam elektriğin, 19,5 milyon nüfuslu New York’a eşit olduğunu, bu sebeple gerek Türkiye’nin bölgesi gerekse dünyadaki bütün uluslararası yatırımlarla alakalı yapılacak çok fazla iş bulunduğunun altını çizdi.
Global krizin tesirinde özellikle geliştirmeyi düşündükleri yenilenebilir enerji kaynaklarının Avrupa’daki sübvansiyonlardan etkilendiğini ifade eden Yıldız, ”Hükümetler bu konuyla alakalı aldıkları kararlarda sübvansiyon miktarlarını azaltmışlardır. Dolayısıyla iklim değişikliği ve dünyanın temiz kalmasıyla alakalı su, güneş, jeotermal, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları her ülkenin kendi içerisinde oluştuğu yapılarla beraber gitmektedir” ifadelerini kullandı.
-Türkiye birincil enerji tüketiminde dünyada 21. sırada-
Dünyada ekonomiler globalleşirken bir kısım politikaların ulusallaştığına dikkati çeken Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:
”Türkiye birincil enerji tüketiminde dünyada 21. sırada. Son 10 yılda ülkemizin idaresine konan iradeyle GSYH 3 katına ve enerji talebi hemen hemen 2 katına çıktı. 2023 yılına kadar da talebin bir bu kadar daha artacağını öngörüyoruz. Son 2 yıl içerisinde yalnızca doğalgazdaki büyüme yüzde 25’ler civarında ve doğalgaz talebi 10 milyar metreküp civarında artmış oldu. Yaklaşık 230 milyar kilovat enerji tüketimimiz var ve kurulu gücümüz de yaklaşık 55 bin megavat civarında. Bunun 3’te birinin kurulu güç olarak doğalgaz, 3’te 1’inin kömür, 3’te 1’inin de hidrolik kaynaklardan olduğunu düşünürsek geriye kalan yüzde 10’luk bölümde de diğer enerji kaynaklarının olduğunu görürüz. 2 bin megavatlara ulaşan rüzgar santrallerimizin hem miktarını hem sayısını artırmak istiyoruz.”
Son 1 yıllık tüketim artışının ortalama yüzde 8’ler civarında oluşunu ülke açısından son derece sevindirici bulduklarını belirten Yıldız, bunun sektör aşısından da bir o kadar tedbir almaya dönük bir rakam olduğunu vurguladı. Bakan Yıldız, ”Dünyada hidroelektrik enerji tüketiminde 11 sırada, jeotermal kapasitesi 12. sırada ve rüzgar enerji kapasitesi de ilk 16’da bulunan bir ülke halindeyiz. En fazla kömürden elektrik üreten 13. ülke konumundayız ve kömür tüketiminde de 14. sıradayız” dedi.
Türkiye’nin büyüyen ekonomisiyle hem kendisine hem de bölgesine farklı katkılar koyabileceğini dile getiren Yıldız, ”Batının doğusundaki doğusundaki son ülke ve bizim doğumuzdaki ülkelerin batısındaki son ülkeyiz. Bunları elektrik dağıtım hizmetleri açısından da söylüyorum. Petrol ve doğalgazla alakalı ithal ettiğimiz ana enerji kaynaklarının yerli kaynak haline gelebilmesiyle alakalı yoğun çabamız devam ediyor. Tabi enerji arzını sağlamak ve bunu sürdürülebilir hale getirmek lazım. Etkin ve verimli bir şekilde kullanmak, enerji tasarrufu ve enerji verimliğiyle beraber bunu götürebilmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.
-”Giderlerimizi azaltmak tabi ki enerji verimliliği ve tasarrufuyla mümkün”-
Devletlerin de şirketler gibi bir yandan gelirlerini artırırken diğer yandan da giderlerini azaltması gerektiğine işaret eden Yıldız, ”Giderlerimizi azaltmak tabi ki enerji verimliliği ve tasarrufuyla mümkün ve bunun finansmanı da o verimlikten elde ettiğimiz miktarlardır” tespitinde bulundu.
Hidrokarbonlarla alakalı, özellikle de doğalgaz ve petrolle alakalı Türkiye’nin coğrafyasından kaynaklanan avantajlarının boru hattı projeleriyle beraber değerlendirildiğini ifade eden Bakan Yıldız, hem jeopolitik hem de jeostratejik konumumuzun doğal kaynaklarla alakalı farklı sorumluluklar getirdiğini dile getirdi.
AB üyesi ülkelerin, özellikle bir kısmının doğalgazdaki problemin çözümünün bir parçası olmak adına da bu çalışmalara devam edildiğini kaydeden Yıldız, şunları söyledi:
”Aynı zamanda hemen hemen tüm komşu ülkelerimizle elektrik interkoneksiyonu devam etmektedir ve devam da edecektir. Bizim 2010 eylülünden bu yana Avrupa’nın elektrik sistemiyle entegre olmamız ve uyumlu bir şekilde çalışıyor olmamız 1 milyon kilometrelik dağıtım ve iletim hattı olan şebekelerimiz için tabi ki iyi bir haberdir. Biz bu yapıyı güçlendireceğiz.”
Türkiye’nin Güney Akdeniz’de ilişkili olduğu birçok organizasyon olduğunu söyleyen Yıldız, ”Bunlardan biri de 8 ülkeyle, Mısır, Irak, Ürdün, Libya, Lübnan, Filistin ve Suriye ile beraber tükiyenin gerçekleştiridiği iletim sistemiyle ilgili çalışmalardır. 600 megavatlık DC Back-to-Back istasyonuyla beraber bunların ihale aşamalarına gelinmiştir. Aynı zamanda Akdeniz’in hem güneyini hem kuzeyini bağlayabilecek bir yapının mutlaka gelişeceğine ben inanıyorum. TEİAŞ ayrıca İtalya iletim sistemi işleticisi ve Cezayir iletim sistemi işleticisi ile de Akdeniz bölgesinde özellikle Kuzey Afrika’ya dönük de o ülkelerin altyapısıyla ilgili çalışmalar için de bir mutabakata zaptını imzalamıştır. Kuzey Afrika’daki güneşten elde edilecek elektriğin de mutlaka bölgede heyecan uyandıracağına inanıyorum” diye konuştu.
-Türkiye’nin 11 yıllık enerji projeksiyonu-
Küresel temiz enerji dönüşümünün, elektrik enerjisinin üretiminin ve bunların dağıtılmasının özellike ulaştırma sektörüyle beraber değerlendirilmesinde büyük fayda olduğuna dikkati çeken Yıldız, Türkiye’nin enerji politikasına ilişkin 11 yıllık projeksiyonuna ilişkin şunları söyledi:
”Önümüzdeki 11 yılda yaklaşık 100 bin megavatlık bir kurulu güç hedefliyoruz. Fukuşima kazasından sonra nükleer güç santrallariyle ilgili bazı ülkelerin farklı kararları oldu. Bunları saygıyla karşılıyoruz ama büyüyen ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayabilmesinin önemli alternatif çözüm kaynaklarından bir tanesi olduğuna inanıyorum. Bizlerin çevreye rağmen değil çevreyle beraber bütün bu gelişmeleri sağlayabiliyor olmamazı lazım ve mutlaka ithal kaynakların da yerli kaynaklar haline gelebilmesiyle alakalı çalışmalarımızı iyi niyetle sonuçlandırmamız lazım. Bizim her yıl 5 ila 6 milyar avro civarında bir yatırım yapmamız gerekiyor, bu kurulu güçlerin arz güvenliğini sağlayabilmek açısından. Bizim 11 yıl içerisinde 20 bin megavata çıkan rüzgar enerjisini, en az 3 bin megavatlık güneş enerjisini ve 600 megavatlık da jeotermal enerjiyi gerçekleştiriyor olmamız lazım. 2 tane nükleer santralin işlemekte olduğunu düşünürsek hedeflerimizi büyük ölçüde tutturabileceğiz diye düşünüyorum.”
Bakan Yıldız, OME’nin geçen yıl hazırladığı ”2011 Akdeniz Enerji Perspektifi Raporu”nu beğendiklerini ve hazırlığı süren Türkiye raporuna da önem verdiklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: Haber10