Nisan ayında sıcaklıkların eksilere düştüğü Avrupa’da neler oluyor? Yoksa yıllardır tartışmalara neden olan küresel ısınma bir yalan mı? Bilim insanları yanıtladı…
Son günlerde Batı Avrupa’daki hava durumunu takip edenler, küresel ısınmaya gerçeğine inanmakta zorluk çekiyor. Çünkü küresel ısınma tezinin aksine havalar ısınmıyor, soğuyor. Son 15 senenin istatistikleri de küresel hava sıcaklığının düşüşte olduğunu gösteriyor. İngiliz Reading Üniversitesi Meteoroloji Bölümü Başkanı Ed Hawkins bu durumu şöyle açıklıyor:
“Küresel ısınmanın yavaşladığını söyleyebiliriz. Son 10 yılda fazla bir ısınma tespit edilmedi. Geçen 150 yıl içinde meydana gelen küresel ısınmanın nedeninin karbondioksit emisyonları olduğunu söylemek mümkün. Diğer yandan küresel ısınma nedeniyle her sene sıcaklığın artış göstermesini bekleyemeyiz. Küresel ısınma bazen yavaşlayan ve daha sonra tekrar hızlanabilen bir süreç. Bunun da birçok sebebi var.”
Doğa olayları
Hawkins bu sebeplerden birinin doğa olayları olduğuna dikkat çekiyor. Belli zaman aralıklarında okyanuslarda yaşanan değişime dikkat çeken Hawkins, doğal devir daimle oluşan sıcaklığın son yıllarda okyanusun derinliklerinde hapsedilmiş olabileceğini ve bu nedenle de okyanus yüzeyinde ölçülememiş olacağını belirtiyor.
Hawkins’e göre küresel ısınmadaki değişimlerin bir diğer sebebi de Çin ve Hindistan gibi nüfusun yüksek olduğu ülkelerde kömür kullanımının artışı. Kömür kullanımı sonrası ortaya çıkan ve atmosferde toplanan ince tozların, diğer adıyla küçük partiküllerin güneş ışığını atmosferden geri gönderdiğini söyleyen Hawkins, bunun da dünyanın soğumasına yol açtığını belirtiyor.
İklim sıcaklığındaki değişimlerin doğal değişimler çerçevesinde oluşup oluşmadığını saptamanın yolu ise uzun zaman dilimlerinin karşılaştırılması. Alfred Wegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü İklim Bilimleri Bölümü Başkanı Peter Lemke iklim değişimini değerlendirirken, kısa zaman dilimlerinin karşılaştırılmaması gerektiği konusunda uyarıyor:
“İklim süreçlerindeki değişiklikler 30 yıllık karşılaştırmalarla saptanır. Son 30 yıla bakıldığında, hatta son 15 yıla bile bakıldığında sıcaklık derecelerinin arttığını görüyoruz. Örneğin 2010 dünya çapında yaşanan en sıcak yıldı. Buna karşın 2005 daha soğuk bir yıldı. İklimdeki eğilimi hisselerdeki seyirler gibi değerlendirirsek, şu anda iyi bir durumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Fakat 1978 yılından itibaren iklim koşulları normal bir seyirde ilerlemiyor, ısı dereceleri yükselmiş durumda.”
Yeni rapor bekleniyor
Lemke’ye göre, iklimin hangi oranda ısındığının açıklanmasından ziyade, karbondioksit salınımları gibi olumsuz etkenlerin iklime hangi ölçüde zarar verdiğinin araştırılması gerekiyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar da bu yönde ilerliyor. Dünya İklim Konseyi tarafından yapılan ve 2014 yılında açıklanması beklenen bir rapor da karbondioksit salınımının iklim değişikliğini hangi oranda tetiklediğini araştırıyor.
Yapılan araştırmalara göre, sıcaklıkların önümüzdeki 100 yıl içerisinde 1,5 ile 6 derece arasında yükselmesi bekleniyor. Peter Lemke, kapsamlı bir araştırma sonrası hazırlanan bu raporun bile tatmin edici sonuçlar elde edemeyeceğini belirtiyor ve küresel ısınma tehlikesinin geçmediğine dikkat çekiyor.
Kaynak: Enerji Enstitüsü