Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ - Tarih : 15 Ocak 2015
Bu çalışma, 1974 OPEC petrol krizi sonrasından petrol fiyatlarının değişimini ve bu değişime olan siyasi-ekonomik etkileri kronolojik sıra ile incelemektedir.
Petrol Fiyatının Önemi
Petrol ürün bazından değerlendirildiğinde birçok ürünün ham maddesi olduğu gibi birçok ürününde aynı zamanda üretim faktörlerinden biridir. Bu faktörlerden en önemlisi lojistiktir ve enerjidir. Yıllık bazda bakacak olursa dünya üretimi 26,559,225,000 varile denk gelmektedir. Bu üretimin yıllık değeri OPEC basket fiyatı ile çarptığımız zaman dünya üzerinde 2012 yılında üretilmiş toplam üretimin 2012 yılı değerinin 2,788,718,625,000$ olduğunu görmekteyiz. Sadece rafine edilmemiş petrol değerinin bu kadar büyük olduğu bir ortamda, şirketler ve ülkelerin politikalarının temeline oturtmaktadır.
Örneğin Türkiye’nin cari açığının büyük bir kısmını oluşturan enerji ihracatında petrolün varil başına 1 dolar artması cari açığı yaklaşıl 500 milyon dolar arttırırken, 1 dolarlık düşüşte yine aynı şekilde azaltmaktadır. Dünya petrol talebinin fiyatlara göre değişimi kısa vadede fazlasıyla esnektir. Bu durum dünya üzerinde gerek spekülatif hareketlerin gerekse, politikaların şekillenmesinde önemli bir faktör olarak göz ardı edilmemelidir.
Petrol fiyatlarını incelediğimizde aslında petrolün önemini bir o kadar anlamak mümkün olmaktadır. Uzun vadede sabit sürekli artan bir talebe rağmen, petrol fiyatları fazlasıyla stabil olmadığını görmekteyiz. Bunun temel nedeni olarak petrol sahibi olan ülkeler ile, petrol sahibi olmayan ya da olmayan çalışan ülkeler arasındaki politik savaşlar olduğunu söylemek doğru olacaktır.
1974-2015 arasında kalan 40 yıllık periyot ortalamasının,varil başına petrol fiyatının çeşidine göre 35 $ ile 40$ arasında değiştiğini görmekteyiz. Bu süre içerisinde petrol fiyatlarında 1999 yılında 11$ seviyesine inmiş ve sadece 10 yıl içinde 140$ seviyelerini görmüştür. Bu seviyelerdeki değişikliklerin makro boyutta etkilerine bakmak için OPEC ülkeleri için “The Economist” dergisi nin hazırladığı grafik faydalı olacaktır. Dünya üzerindeki petrol üretiminin büyük bir çoğunluğuna sahip olarak OPEC ülkelerin ekonomileri sağlığı ve istikrarı doğrudan petrol fiyatlarına bağlıdır.
Ebetteki bu fotoğrafın tersini de görmek mümkündür yukarıda verdiğimiz Türkiye örneği bir birçok enerji ithalatçısı ülke ekonomisi ise petrol fiyatlarıyla ters orantılı bir şekilde etkilenmektedir. Bu nedenle OPEC gibi petrol üreticilerinin kurduğu ve temel olarak petrol üreten ülkelerin çıkarlarını korumaya yönelik bir organizasyonun kurulması, petrol ithalatçılarına karşı bir otorite boşluğu Uluslararası Enerji ajansının kurulmasına sebep oldu. Temel olarak petrol ithalatçısı konumundaki OECD ülkelerinin yer aldığı bu organizasyonun temel amacı OPEC ve diğer petrol ihracatçı ülkelerin uygulamaya çalıştığı kısa ve uzun vadeli politikalara karşısında daha kolay önlem alınabilmesini sağlamaktır. Bu nedenle Uluslararası Enerji Ajansı stok tutumundan, petrol piyasası regülasyonuna birçok konuda üye ülkelere düzenlemeler getirmiştir.
1974’te yaşanan petrol krizi sonrasında OPEC ülkeleri grafikte görüldüğü üzere petrol ihracatlarını askıya almış, bu hareket petrol fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselmesinin yanında beklenileceği gibi OPEC üyesi olmayan petrol üretici ülkelerin ihracatlarını arttırmıştır. Bu dönemde OPEC üyesi olmayan en büyük ihracatçı konumundaki Sovyet Rusya’sı açısından fazlasıyla karlı geçmiştir.
OPEC ülkelerindeki üretimin OPEC dışı petrol üretimine nazaran daha fazla değişim gözlemlendiği görmekteyiz. Bunun temel nedeni olarak OPEC ülkelerinde OPEC üyesi olmayan ülkelere göre daha fazla politik sorun çıktığını görmekteyiz. Bu gün OPEC üye ülkeleri olan Suudi Arabistan, İran, Kuveyt, Irak ve Venezuela’dır 1960’da OPEC’i kurmuş olup. Kuruluşa, sonradan Katar (1961), Ubya (1962), Endonezya (1962), Birleşik Arap Emirlikleri (1967), Cezayir (1969), Nijerya (1971), Ekvator (1973-1992) ve Gabon (1975-1994) katılmışlardır. OPEC ülkelerine ülkerin hemen hemen tamamında düzenli olarak iç karışıklıkların çıktığını görmekteyiz. Bu ülkelerin ortak bir diğer özelliği de uzun süre diktatörler tarafında yönetilmesidir.
Teknolojinin Petrol Fiyatlarına Etkisi
Petrol fiyatlarının gerek ithalatçılar gerekse ihracatçılar acısından farklı anlamalar ifade ettiğinii yukarıradaki örneklerde görmek mümkün. Petrol gibi kar ve ciroların bu derece yüksek olduğu bir sektörün elbbetteki bilimsel gelişmeler acısından hızlı ilerlemesi beklenmesi doğaldır. Bu teknoloji günden güne daha verimli hale gelse de, petrol üretimden oyun değiştiren birkaç gelişme vardır ki bu gelişmeler petrol fiyatlarını doğrudan etkilemiştir ve türevleri önümüzdeki yıllarda etkilemeye devam edecektir.
1974 OPEC petrol krizi sonrasında bir oyun değiştirici olarak yorumlanan derin deniz petrol arama faliyetlerinin üretime sokulması birden bire temel tüeketici olan ülkeleri üretici konumına itmiştir. Fakat derin deniz arama ve çıkarma maliyetleri acısından OPEC üyesi ülkelerle yarışacak bir seviyede değildir. Derin deniz arama-çıkarma maliyetleri OPEC ülkelerinden on-shore arama-çıkarma faliyeleri arasında varil başına 5-6 kat fark vardır. Buda derin deniz petrollerin kullanmanın ancak belirlir bir seviyenin üzerinden fiyat seviyesi için karlı olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Artan fiyatlar ve tekonolojinin gelişmesi ile konsensiyonel olmayan petrol üretim teknikleri keşdefilmiş, ve dünya petrol rezervleri artmıştır. Bu teknolojiler ile birlikte bugün tartıştığımız Kanada’da bulunan petrol kumları ve ABD’de çıkarılan kaya petrolü uzun vadede petrolde petrol ithalatçısı üyelerin petrol fiyatları konusunda daha az elastik davranmaya itecektir.
Petrol Fiyatları Üzerine Farklı Bir Bakış Açısı
Bu olgu petrol fiyatlarındaki değişimin sosyolojik olgular üzerinde dahi yorumlanmasına yol açmıştır. Pulitzer ödüllü New York Times yazarı Thomas Friedman tarafından derince incelenmiş ve bugün dahi üzerinde tartışılan Petrol Fiyat- Özgürlük arasındaki ilişki teorisi ortaya atılmıştır. Bu olgudan ilk olarak köse yazılarında bahseden Friedman daha sonra bu olguyu Hot, Flat and Crowded adlı kitabında aşağıda yer alan grafik ile anlatmıştır.
Özgürlük ile Petrol fiyatı arasında ters bir ilişki olduğunu savunan bu teoriye göre, Petrol fiyatlarının 1990’lar içerisinde tavan yapmasını sağlayan olgulardan temeli dünyadaki özgürlük seviyesinin artmasıdır. Zira azalan petrol fiyatları diktatörlerin otoritelerini sarsmakta bu da dolayısı ile özgürlük seviyesini artmasına sebep olmaktadır. Burada Berlin duvarının yıkılması başta olmak üzere İran-İsrail çekişmesine kadar birçok sürtüşmenin petrol fiyatlarını doğrudan etkilediğini savunmaktadır. Kitabında Friedman Rusya ve Venezüella başta olmak üzere birçok ülke için benzer örnekler veren Friedman’ın bu konudaki en kritik görüşü. Düşen petrol fiyatlarının etkisi ile birlikte Sovyet Rusya’nın dağılması ve bir çok insanın dikte sosyalizminden kurtulmuş olmasıdır.
1981-1998 arası Petrol Fiyatındaki Gelişmeler
1981-1998 süreçte dünyanın yeniden şekillendiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu süreç içerisinde petrol fiyatları doğrudan siyasi olaylarla etkilendiği gibi OPEC ülkelerinin koyduğu kotalar sebebiyle de direkt olarak etkilenmiştir. Bu süre içerisinde OPEC içerisinde politik gelişmeler çerçevesinde 20’nin üzerinde revizyon gerçekleşmiştir kotalar üzerinde. Bu kota uygulamasının temel nedeninin arz ile oynayarak arz ile talebin birleştiği noktada OPEC ülkeleri adına en karlı noktada kalmaktır. Bu nedenle OPEC küresel gelişmeler ile birlikte kota arttırma yada düşürülmesi uygulamasına gitmektedir.
OPEC içerisinde bulunmasına karşın kota uygulamasına uymayan tek ülke Irak’tır. Yakın süre içerisinde OPEC kurucu ülkelerinde olan İran’da bir devrim gerçekleşmiş olması petrol üretimini azaltmıştır. Bu devrimin ardından birkaç yıl sonra gelen iki OPEC üyesi arasında yaşanan İran-Irak savaşı ise OPEC bazında üretimin azalmasına neden olmuştur. Bu olgular fiyatlarda artış yaşanmasına sebep olsa dahi bu artışın doğurdu ve daha önce bahsetmiş olduğumuzu Şüphe yok ki bu süre içerisinde ABD’nin fiyat müdahalelileri ve Irak’ın Kuveyt’i işgali sonrasında gelen körfez savaşının etkileri büyüktür. Bu süre içerisinde OPEC ülkelerinin uyguladığı en dikkat çekici yönetim 1998’de Asya krizinin dolaylı etkilerinden etkilenmemek adına yaptıklarında kota artırımıdır. Bu kota artışı OPEC ülkelerinin krizinden minimum etkilenmesini sağlamak amacını taşımaktadır.
2000-2006 Arası Petrol Fiyatındaki Gelişmeler
Bu yıllar arasında OPEC 15 farklı kota değişimi uygulamasına gitmiştir. Fakat bu süreç siyaseten, dünya tarihi açısından çok önemli olgular içermektedir. Bu yıllar içerisinden 11 Eylül saldırısı, Venezüella’da Chavez etkisi, Irak ve Afganistan’ın işgalleri gibi bir çok politik gelişme yaşanmış ve bu gelişmeler OPEC’in müdahalesi ile birlikte artan bir seyir izlemiştir. Daha önce 18 yılda 20 müdahale yapan OPEC’in bu küresel ortamdan kendi lehine faydalanmak adına 7 yılda yaptığı 15 müdahale ile birlikte bu artış trendini kendi lehine kullandığı inancını taşımaktayım.
2007-2013 Arası Petrol Fiyatındaki Gelişmeler
Bu süreç temel olarak 2007 küresel finansal krizi ve daha sonrasında ortaya çıkan Avrupa Birliği borç krizi etiketlerinin gözlemlendiği bir dönemdir. Bu dönem içerisinde OPEC’in 5 müdahalesinin olduğunu görmekteyiz. Bu süreç içerisinde en önemli siyasi gelişmeler Angola’nın OPEC’e katılması ve Nijerya’daki iç karışıklıkların petrol üretimini etkilemesi olarak öne çıkmaktadır. Bunların dışında, Arap Bahar’ının yarattığı etki 2012 yılında dikkat çekmektedir. Zira Arap baharı ile birlikte Petrol 3 yıl içerisinde tekrardan 110 $ seviyesini aşmıştır.
2014 Petrol Fiyatları Düşüşü
2015 yılınlın ilk haftaları itibaryile varil başına petrol fiyatı 50 $ seviyesine inmiştir. Petrolde yaşanan bu düşüş, başta Uluslararası Enerji Ajansı olmak üzere neredeyse hiçbir otorite tarafından beklememekteydi. Yorumcuların genel yorumu ilk başta bu düşüşün petrol gelirine bağlı Rusya’yu cezalandırmak amacıyla batılı güçler tarafından kasdi olarak yapıldığını iddia etmektedir. Elbettekini ekonomik tetikçilik senaryolarının yanında bu işin unutulmaması gerken petrol gazı ve petrol kum kısmı da bulunmakta. Petrol fiylarlarında 2007 küresel maliye krizi sonrasın düşüşten sonra petro tekrara birkaç yıl içersinden kaybettiği fiyat değerini yakalamışttır. Bir ekonomist olarak sabit talep artışına rağmen 2007 krizinin yarattığı bir çok emtiyadaki balonun ilk başta patladığı görüşündeyim.Fakat bu balon patlasa da, FED’in uyguladığı 7 trilyon dolarlık Quantitive Easing politikaları sayesinde piyasdaki dolar likidite bolluğunun bir sonucu olarak, kısa sürede ikinci bir balon oluşmuş ve bu oluşum ise Konvansiyonel olmayan petrol üretim yöntemleri, verimlilik ve kaynak değiştirme sonucu azalması beklenen petrol talep artış hızıdır. Bu gibi etkenler ile Arap Baharı gib siyasi gelişmelerin tetiklemesi bu günkü petrol fiyatı balonunun patlama nedenini açıklamaktadır. Orta vadede düşük fiyatlar arama ve üretim harcamalarını kısmaya başlaması ile birlikte bu durumun gelecekte arza önemli etkileri görülecektir. Mevcut petrol fiyatları, petrol ithalatçısı ülkelere bir nebze rahatlık sağlayarak talebin ve GSYİH’nın artmasını sağlayabileceği öngörülebilir. Bu durum aynı zamanda bir çoğu yatırım sıkıntıları yaşayan Orta Doğu’daki düşük maliyetli petrol üreticilerine de ihtiyacı artırma ihtimali yüksetir.
Kaynakça
- Kaya Ercan (2004), “Türkiye’de Uygulanan Enerji Politikaları ve Sonuçları”, Ankara: Kara Harp Okulu Bilim Dergisi, Yıl:2004-1, Cilt: 14.
- Yergin Daniel (2003), Petrol-Para ve Güç Çatışmasının Epik Öyküsü, İstanbul: İş Bankası Ya.
- Fact&Figures on BP’s Major Competitiors July 2003
- World Energy Outlook 2013
- International Energy Agency Statistics
- BP Statistical Review of World Energy June 2013
- http://www.enerji.gov.tr/File/?path=ROOT%2F1%2FDocuments%2FB%C3%BCt%C3%A7e+Konu%C5%9Fmas%C4%B1%2F2012_Genel_Kurul_Konusmasi.pdf
- http://www.eia.gov/energy_in_brief/article/world_oil_market.cfm
- CERA, 2008 Outlook
- TPAO, 2008 Statistics
- BP Statistical Review of World Energy June 2012
- World Bank
- http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27571578.asp
Burak Yitgin
( Ocak 2015)