Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 14 February 2014
Avea Üst Yöneticisi (CEO) Erkan Akdemir, Türkiye’nin enerji alanında ciddi yatırımlar çektiğini belirterek, “Özellikle yenilenebilir enerji kısmında yapılan yatırımları çok önemsiyorum ama bunların düzenlemelerle desteklenmesi çok kritik” dedi. Capital & Ekonomist Dergileri, Avea ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genç Girişimciler Kurulu işbirliğiyle hayata geçirilen “Girişimci Kulübü” toplantılarının bu yıl ki ilk etkinliğinde Türkiye’de enerji sektörünün geleceği konuşuldu.
Toplantının açılışında konuşan Erkan Akdemir, inovasyon ve Ar-Ge’yi ana damar olarak gördüklerini anlatarak, enerji konusunun öncelikli konulardan biri olduğunu söyledi.
Sektörün son yıllarda girişimcilikle örtüşmeye başladığına işaret eden Akdemir, “Piyasanın serbestleşmesiyle birlikte özelleştirmenin başlaması, kamunun çekilmesiyle başlayan süreçte Türkiye’nin enerji alanında çok ciddi konuları var, burada sorun kelimesini kullanmak istemiyorum. Enerji arzı, enerji açığı, ödemeler dengesi, doğalgaza olan bağlılık, kayıp-kaçak gibi konular enerji sektörünün odağındaki konular” diye konuştu.
Akdemir, kendi sektörlerinin de enerji sektörüne benzer yanlarına değinerek, Türkiye’deki yatırımcı ve girişimcilerin enerji sektörüne yatırım yaparken çok ciddi potansiyel sahibi olmalarının yanı sıra risklerinin de olduğunu dile getirdi.
Risklerin nasıl minimize edilmesi ve potansiyelin, Türkiye’nin büyümesine katkı sağlaması için neler yapılması gerektiğinin iyi bilinmesinin önemine dikkati çeken Akdemir, “Çok ciddi yatırımlar çektik. Özelleştirme dışında, özellikle yenilenebilir enerji kısmında yapılan yatırımları çok önemsiyorum ama bunların düzenlemelerle desteklenmesi çok kritik. Önümüzdeki dönemde en canlı sektörlerden birisi enerji sektörü olacak, bu anlamda da sektörü kıskanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Akdemir, Avea olarak enerji sektörü ile örtüşme noktalarını ise şöyle anlattı:
“Biz, özellikle son 2-3 yıldır, dağıtım özelleştirmeleriyle birlikte bu şirketlerle çalışıyoruz. Yaklaşık bu şirketlerin üçte biriyle yaptığımız anlaşmalar kapsamında, kendi öğrendiğimiz, piyasada birlikte geliştirdiğimiz çözümleri satar durumdayız. Bu çalışmaları yaparken gördük ki, enerji sektörü bilgi teknolojileri konusunda çok aç. Bu konuda yapılacak küçük ilerleme ve adımlarla büyük verimlilik artışlarının sağlanacağını görüyoruz.”
Konuşmasında “smart enerji” konusuna da değinen Akdemir, “Türkiye smart enerji konusunda ciddi adımlar atabilir ve bu alanda da ciddi potansiyel olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Enerji 2023-Girişimcinin Ajandası”
Etkinlik kapsamında, Accenture Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Sektör Lideri ve Yönetici Ortağı Hakan Irgıt moderatörlüğünde düzenlenen “Enerji 2023-Girişimcinin Ajandası” panelinde ise enerji sektörünün önde gelen isimlerinden FİBA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin, Lisanssız Elektrik Üretim Derneği Başkanı ve Mars Energy (Üst Yöneticisi) CEO’su Yalçın Kıroğlu, Küresel Kaynaklar Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü ile Dost Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Akpınar, enerji sektörünün geleceğine yönelik vizyonlarını katılımcılarla paylaştı.
Dost Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Akpınar, yaklaşık 7 yıldır sektörün içerisinde olduklarını belirterek, “7 yıl içinde sektör toplam yüzde 100′ün üzerinde toplam kapasite büyümesiyle dönemi bitirdi. Çok hızlı bir büyüme oldu. Sadece geçen seneye baktığımızda 7 bin megawattlık bir yeni kapasite devreye girdi. Bu uzun soluklu ve projelerin uzun zamanda realize olduğu sektörde boru hattındaki projeler süratle devreye girmeye devam ediyor” bilgisini verdi.
Akpınar, geçen yılın ilk 6 ayında, bir önceki senenin ilk altı ayına göre toplam tüketimde düşüş görüldüğüne işaret ederek, bunun kısmen ekonomik yavaşlamadan kısmen de insanların tasarrufa daha fazla yönelmesinden kaynaklandığını söyledi.
Arz talep dengesinde ilginç bir dönemde bulunulduğunun altını çizen Akpınar, “Yatırımcılar için en majör soru bu. Bu soru önümüzdeki 5 yıla damgasını vuracak ancak ben yatırımcı olarak, 5 yıl önceki iştahımı korumadığımı söyleyebilirim. Bugün daha temkinli olurum, daha ince hesap yaparım. Bunu genel politika anlamında değil, bu endüstrinin kendi içindeki dinamiklerle ilgili söylüyorum” diye konuştu.
FİBA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özyeğin de konuşmasında yenilenebilir enerji tarafında yaptıkları yatırımları anlattı.
Özyeğin, bu alanda zaman ve bazı konjonktürlerin her şeyin tozpembe ilerlemediğini gösterdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu konudaki ekipman ve tedarik zincirinde size bu yatırımları yapmak noktasında, bir çok yatırım kalemi yabancı kur ile bilançonuza giriyor. Yine aynı yatırımları dolar ya da avro kredileriyle fonlamak söz konusu. Bu anlamda bir taraftan da devletin izliyor olduğu fiyat politikası biraz regüle bir noktada oluştuğu için, özellikle bugün olduğu gibi seçim öncesi bazı hassasiyetler olabiliyor. İşte bu gibi noktalarda dünyanın hep pembe olmadığı da karşımıza çıkıyor. Bu noktada tüm geri ödeme tablosu, bir anda hiç bir lisans bedeli ödemediyseniz 9-10 yıla çıkabiliyor.”
Türk lirası finansmanının çok kolay olmadığını aktaran Özyeğin, konuşmasında sermaye gerekliliğinin önemine de değindi.
“Lisanssız tarafta çok yoğun bir talep fazlalığı var”
Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetim Kurulu Başkanı Kıroğlu, Türkiye’de enerji sektörü pazarını ikiye bölmek gerektiğini belirterek, bunları EPDK’dan lisans almak suretiyle yapılan yatırımlar ve lisans almayı gerektirmeyen lisanssız elektrik üretimi pazarı olarak tanımladı.
Lisanssız elektrik pazarı çok yeni bir alan olsa da yenilenebilir enerji alanında büyük fırsatlar oluşturan bir pazar olduğunu dile getiren Kıroğlu, ürün bazında son dönemde yapılan yatırım başvuru adedinin yaklaşık 1600′e çıktığını ifade etti.
Türkiye’de 1600 kurumun-kişinin kendi elektriğini lisans almadan üretmek üzere başvuruda bulunduğunun altını çizen Kıroğlu, bunların bir kısmının hayata geçtiğini söyledi. Kıroğlu, 2014 sonu itibariyle 500′ün üzerinde lisanssız elektrik üretim tesisinin hayata geçirileceği öngörüsünde bulunarak, sektörün çok aktif ve yatırım açısından çok gündemde olduğunu ayrıca çok talep aldığını vurguladı.
Kıroğlu, lisanslı pazara oranla bugün 10 milyon dolarlarla değil birkaç 100 bin avroyla dahi yatırımcı olunabileceğine dikkati çekerek, “Bugün enerjide yatırımcı olmak istiyorsanız, cebinizdeki 100 bin avroyla yaklaşık 100 kilovatlık bir güneş paneli sistemi kurarak elektrik üretebiliyorsunuz. Tüketim fazlası elektriği tamamen devlete satmak suretiyle lisanslı pazardaki yatırımcılara tanınan 10 yıllık devlet alım garantisine sahip oluyorsunuz. Dolayısıyla lisanssız tarafta çok yoğun bir talep fazlalığı var” görüşünü paylaştı.
Lisanssız tarafta yabancıların da çok yoğun ilgisiyle karşı karşıya olduklarını aktaran Kıroğlu, şu anda yaklaşık 50′ye yakın yabancı firmanın, irili ufaklı projelerle Türkiye’de lisanssız elektrik üretim sektörüne yatırım yapmak için geldiğine dikkati çekti.
“Yenilenebilir enerjide özellikle lisanssız pazarda yatırım patlaması yaşanıyor”
Son zamanlarda Avrupa’da yenilenebilir enerji alanında yatırımların neredeyse durma noktasına geldiğinin altını çizen Kıroğlu, Avrupa’daki yatırım fırsatının azalması nedeniyle yatırımcıların büyük kısmının Türkiye’ye gelmek istediğine işaret etti. Kıroğlu, bu bakımdan özellikle lisanssız pazarda yatırım açısından çok büyük fırsatlar olduğu, patlama yaşadıkları bir dönem içerisinde bulunduklarını anlattı.
Dövizdeki kur artışının ise negatif bir etken olduğunu belirten Kıroğlu, “Özellikle yerli yatırımcı açısından bir engel teşkil ediyor ancak yabancı yatırımcılarda kayda değer bir hareketlilik söz konusu” dedi.
Genel Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Öğütçü de Türkiye’nin enerji ekonomisinin, küresel enerji ekonomisine bağlandığına dikkati çekerek, finans, arz, fiyatlar, iklim değişikliği ve teknoloji dahil her konudaki gelişmenin Türkiye’yi etkilediğini söyledi.
Dünyanın talep haritasının değiştiğini ve Asya Pasifik ekonomilerinin bugün dünyadaki talebin sürükleyici gücü olduğunu ifade eden Öğütçü, Avustralya’nın 2018 yılında Katar’ı geride bırakarak dünyanın en büyük enerji üreticisi konumuna geleceğinin öngörüldüğünü kaydetti.
Büyük uluslararası petrol-enerji şirketleri yeni bir tür ortaklık geliştirmezlerse ciddi bir çatışmanın yaşanacağını savunan Öğütçü, dünyanın çok ciddi bir değişimin içerisinde olduğunu ve istikrarlı bir ortamın gerektiğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: Haberciniz