Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 06 Kasım 2014
Danimarka İklim, Enerji ve Yapı Bakanı Rasmus Helveg Petersen, rüzgar enerjisine 1973 yılında oluşan petrol krizi ile başladıklarını, 1970’li yıllarda enerjilerinin %90’ının ithal petrole dayalı olduğunu, 1973 yılında oluşan petrol krizi ile alternatif enerji arayışları içinde rüzgar enerjisi ile tanıştıklarını anlattı.
Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi 5 kasım Çarşamba günü Danimarka’nın ve diğer Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği üye ülkelerinin de katılımıyla başladı. İki gün sürecek kongrede enerji güvenliğinden, istihdama kadar çok geniş yelpazede oturumlara yer verilecek.
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Ermenek’te yaşanan maden kazası nedeniyle katılamadığı kongrenin açılışında TÜREB Başkanı Mustafa Ataseven ve TÜREK 2014 organizasyon komitesi başkanı Doç Dr. H. Murat Mercan ev sahibi sıfatıyla açılış konuşmalarını gerçekleştirdi.
Etkinliği diğer yıllardan ayıran en büyük özelliğin Danimarka İklim, Enerji ve Yapı Bakanının aramızda bulunması olduğunu belirten Ataseven, Danimarka’nın Rüzgar sanayisinin doğduğu ve buradan dünyaya yayıldığı ülke olduğunu hatırlattı. Ayrıca Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi Başkanı, Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği yönetim kurulu üyeleri ve CEO’ sunun da kongrede olduğunu ifade eden Ataseven, bundan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Enerjimizin % 75’i ithal
Türek 2014 organizasyon komitesi başkanı Sayın Doç.Dr. H. Murat Mercan ise sektörün kendini geliştirdiğini ve paralel olarak kongrenin de büyüdüğünü ve daha da büyüyeceğini ifade etti. Toplam enerji tüketimimizin % 75’ini ithal ettiğimizi belirten Mercan, rüzgarın enerji sektörüne ivme kazandıracağını ve dışa bağımlılığımızı azaltmada önemli rol oynayacağını söyledi.
İşlemler şeffaf
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ise, 1998 yılında 8.7 MW ile başlayan rüzgar yolculuğunun bugün 3.500 MW’ın üzerine çıktığını belirterek, siyasi ve ekonomik istikrarın güven ortamı oluşturduğunu ve bunun da başarının altında yatan bir neden olduğunu söyledi. Rüzgar’daki üretimin son beş yılda % 440 artış gösterdiğine dikkat çeken Yılmaz, 2013 yılında 8 milyar KW elektrik üretildiğini ve bunun % 3’ünün rüzgardan elde edildiğini, toplamda 68.000 MW’lık toplam kurulu güç içindeki rüzgarın payının ise % 5 olduğunu belirtti. Yaşanan tüm olumsuzlara rağmen, gerçek ve samimi yatırımcıların yanında olacaklarını ifade eden Yılmaz, EPDK olarak işlemlerin daha şeffaf olması için önlemler geliştireceklerinin altını çizdi.
Tüm bu üretimlerin yapılırken çevreye uyumlu olarak ilerlenmesini önemsediklerini belirten Yılmaz sözlerine şöyle devam etti. “ Doğal güzellikler atalarımızın mirası değil,
çocuklarımızın geleceğidir. Bunu düşünerek hareket etmek gerekir. RES’lere karşı çıkanlar yarın güneşe de karşı çıkar. O zaman ülkemizin her geçen gün artan enerji talebi nasıl karşılanacak.? Elektrik kesilirse sanayi durur, iletişim durur, o zaman ne olacak? Bu yüzden TÜREK kongresi önemli. Rüzgarı arkasına alan adem yorulmaz.” Dedi.
Elektrik yoksa iletişim yok
Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği CEO’su Thomas Becker Türkiye’de ve dünyada rüzgar enerjisinin hızla yayıldığını ve rüzgarın aslında her şeye çözüm olduğunu belirterek, rüzgar teknolojisinin ucuz olduğunu, işsizlik için iyi bir çözüm olduğunu vurguladı.
Küresel Dünya Enerjisi Birliği Başkanı Dr. Klaus Rave ise Çin’in dünya lideri olduğu sektörde her yıl rüzgar enerjisine geçiş yapan ülke sayısının arttığını belirtti. Enerjinin önemine dikkat çeken Rave, elektrik yoksa iletişimin, ulaşımın, sanayinin olmayacağını belirtti.
Enerjinin % 40’ı rüzgardan
Danimarka İklim, Enerji ve Yapı Bakanı Rasmus Helveg Petersen, rüzgar enerjisine 1973 yılında oluşan petrol krizi ile başladıklarını, 1970’li yıllarda enerjilerinin % 90’ının ithal petrole dayalı olduğunu, 1973 yılında oluşan petrol krizi ile alternatif enerji arayışları içinde rüzgar enerjisi ile tanıştıklarını anlattı. 16 yıldır verimli bir şekilde yenilenebilir enerjiden faydalandıklarını belirten Petersen, elektrik üretimlerinin % 40’ını rüzgardan karşıladıklarını, hatta aralık ayında üretimin % 50’sini rüzgardan elde ettiklerini söyledi. Rockefeller vakfı yatırımlarının bile yenilenebilir enerjiye doğru kaydığının altını çizen Petersen, iklim değişikliği ile mücadelede rüzgarın önemine dikkat çekerken, kıtlıkların, yangınların, sellerin, göçlerin gezegenin sonunu hazırlamadan önce, deneyimlerimizi gezegenimizin devamı için paylaşmamız gerektiğini vurguladı.
Yayıncı: Enerji Gazetesi