Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 17 Mart 2023
Geleceği referans alan yaklaşımı ve çalışmalarıyla inşaat teknolojileri pazarına öncülük eden Hilti, inşaat sektörünün en büyük öğrenci etkinliklerinden biri olan Civil Engineering Convention 2023’e katıldı. Etkinlik kapsamında yapılan ‘Yapısal Güçlendirmelerde Hilti Çözümleri’ oturumunda; Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, Hilti Türkiye Mühendislik Müdürü Ömer Tunç Sarıoğlu ve Hilti Türkiye Mevzuat Müdürü Çağdaş Ilgaz Şenel konuşmacı olarak yer aldı. Bu sene ortak bilinç oluşturmak amacıyla temel konusu deprem olan etkinlikte Hilti, bina performansını artıran teknolojilerini ve mühendislik çözümlerini öğrencilerle paylaştı.
İnşaat teknolojileri sektörünün global jenerik markası Hilti, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mühendisliğe Hazırlık Kulübü ev sahipliğinde bu yıl 18.’si gerçekleşen CivilCon’23 etkinliğine katıldı. İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte ‘Yapısal Güçlendirmelerde Hilti Çözümleri’ oturumunda Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, Hilti Türkiye Mühendislik Müdürü Ömer Tunç Sarıoğlu ve Hilti Türkiye Mevzuat Müdürü Çağdaş Ilgaz Şenel konuşmacı olarak yer aldı. Çok sayıda öğrencinin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, Hilti Türkiye yetkilileri depremin yıkıcı etkilerine karşı yapılabilecekler ve yapıların dayanıklılığı üzerine konuşma gerçekleştirdi.
Gücünü Ar-Ge’den alan inovasyon lideri Hilti, sürdürülebilir yapılar için çalışıyor
İTÜ CivilCon’un her yıl katılmaktan büyük mutluluk duydukları etkinlikler arasında yer aldığını belirten Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol, sözlerine Hilti ve Hilti Türkiye hakkında önemli bilgiler paylaşarak şöyle devam etti: “Hilti, bir aile şirketi olarak 1941 yılında Lihtenştayn’da kuruldu. Bugün global inşaat teknolojileri şirketi olarak 120 ülkede 30 binden fazla çalışanımızla inşaatı daha iyi hale getiriyoruz. Hilti olarak gücümüzü inovasyona olan tutkumuzdan alıyoruz. Satışlarımızın yüzde 10’unu Ar-Ge harcıyor, yılda 165 adet patent alıyor, 60 adet yeni ürünü piyasaya sunuyor ve inovasyon ödülleriyle başarımızı taçlandırıyoruz.
Hilti olarak daha iyi bir gelecek yaratmak için sürdürülebilirlik politikalarımızı sürekli gözden geçiriyor ve kendimize hedefler koyuyoruz. Bu kapsamda 2023’te karbon nötr olma ve 2050’de sıfır karbon hedefimiz var. İnsan odaklı yaklaşımımız ışığında kullanıcılarımızın sağlığını ve güvenliğini ön planda tutuyor, inşa edilen tüm binalarda yapı güvenliği noktasında farklılaşmak için çalışıyoruz. Daha iyi bir toplum için çalışmalarımızı sürdürüyor, ölçülebilir sosyal etki yaratmayı önemsiyor, iş etiği konusunda da kendimizi ve sektörümüzü yüksek standartlarda tutmaya çalışıyoruz.”
Deprem konusunda İTÜ, AFAD, AKUT ve DEGÜDER ile ortak projeler yürütüyor
Türkiye’de odaklandıkları en önemli konuların başında depremin geldiğini vurgulayan Banu Deniz Çetinkol, “Bu kapsamda İTÜ, AFAD, AKUT ve Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) ile de farklı projeler kapsamında iş birliği içinde çalışıyoruz. Kahramanmaraş depreminde de aktif rol aldık. Arama kurtarmada kullanılmak üzere el aletleri temin ettik, çeşitli sivil toplum kuruluşlarına ayni yardımda bulunduk, hasar tespit çalışmalarına katıldık, gönüllü çalışanlarımızla sahada yer aldık ve Hilti Vakfı aracılığıyla profesyonel arama kurtarma ekipleri gönderdik. Bu zor süreçte hızlı ve etkili adımlar atmaya özen gösterdik, umarız bir daha el aletlerimiz böyle bir durum için kullanılmaz” dedi.
İstanbul’daki yapı stoğunun 788 bin 800’ü 2000 yılı öncesine ait
Etkinlikte İstanbul’daki yapı stoğu hakkında bilgiler veren Hilti Türkiye Mevzuat Müdürü Çağdaş Ilgaz Şenel; “2023 depremlerinde çok yüksek yer ivmeleri gözlemledik. Kahramanmaraş depremi çok geniş bir alanı etkiledi.11 ilimizde 13.4 milyon kişi depremden etkilenirken, 232 bin bina ise ya yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Yaşanan depremler sonrası herkesin aklına büyük İstanbul depremi geliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu çalışmaya göre İstanbul’da yaklaşık bir milyon 116 bin yapı var. Bunların 788 bin 800’ü 2000 yılı öncesi yapıldığı için mevcut yapı stoğumuzu bir an önce depreme dayanıklı hale getirmeliyiz. 2000 öncesi yapılan binaların en büyük sorunlarına baktığımızda ise düşük beton dayanımı ve yetersiz donatı olduğunu görüyoruz. Özellikle de sargı donatısı eksikliği ve özensiz donatı işçiliği dikkat çekiyor. Bu noktada en hızlı ve etkili çözüm ise güçlendirme yöntemleri ile mevcut bina stoğunu depreme karşı dayanıklı hale getirmektir.” şeklinde konuştu.
Yapılarda hasar tespit ve güçlendirmenin yol haritası
Yapısal güçlendirmede izlenmesi gereken yol haritasını anlatan Hilti Türkiye Mühendislik Müdürü Ömer Tunç Sarıoğlu; “Yapısal güçlendirmede ilk adım rölevedir. Varsa yapının projesine ulaşılır ve projeye göre imalat kontrol edilir, rölevesi çıkarılır. Sonrasında donatı ve beton özellikleri tespit edilir. Toplanan verilerle performans analizi çıkarılır ve güçlendirme yapılacaksa optimum metot seçilir. Ardından tasarım deprem yönetmeliğine uygun şekilde hazırlanır. Biz Hilti olarak yapısal analizde inşaat demirlerinin yerinin belirlenmesi, derinlik ölçümü ve boyut kesiti için beton detektörü özellikleri ile öne çıkan PS 300 Donatı Tarama Sistemi ürünümüzü kullanıyoruz. Bu teknolojimiz, özellikle mevcut yapıların durumunun değerlendirilmesi ve depreme dayanıklılığının ortaya koyulmasında çok önemli bir rol oynuyor. PS 300 Donatı Tarama Sistemi akıllı algoritması sayesinde inşaat demirleri için hassas derinlik ölçümüne ve yapıya herhangi bir hasar vermeden donatı çapı tahmini yapılmasına imkan tanıyor. Üstelik artık güncel mevzuatlara uyun olarak; beton-çelik ve beton-beton bağlantı tasarımı için hazırladığımız bulut tabanlı mühendislik yazılımımız Profis Engineering’te de filiz ekimi modülü kullanılabiliyor. Teknolojilerimizin yanı sıra projelerimizle de deprem çalışmalarına katkı sunuyoruz. Ülkemizin mevcut yapı stoğunun en önemli eksiği olan düşük beton dayanımında, güçlendirme projelerinde güvenli beton-beton bağlantıları oluşturmak amacıyla Düşük Dayanımlı Betonarmede Art-Montajlı Donatı Kimyasal Ankraj Davranışı Araştırma Projesi’nde İTÜ ile çalışıyoruz. Yığma yapıların güçlendirilmesi içinse Politecnico Di Milano (İtalya) Araştırma Projesi’nde yer alıyoruz.” dedi.