Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 14 Haziran 2019
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) 12’inci sektör toplantısı’nda yaptığı konuşmada, enerji piyasalarının liberalleşmesi ve rekabete dayalı bir enerji piyasasının oluşturulması için son yıllarda önemli adımlar attıklarını söyledi.
Rekabetin, tüketiciye uygun maliyetli enerji arzı, standardı her gün daha da yukarı çekilen hizmet kalitesi ve her anlamda müşteri memnuniyetinin artırılması anlamına geldiğini dile getiren Bakan Dönmez, rekabetin aynı zamanda işverenler için daha fazla yatırım ve işlerini büyütme imkanı, çalışanlar için daha fazla istihdam, kamu için ek finansal getiri demek olduğunu kaydetti.
Dönmez, Türkiye’de dünya standartlarında hizmet sunulması için hem iletim hem de dağıtım altyapısının yenilenmesi amacıyla 2016-2020 döneminde 18 milyar lirası özel sektör, 12 milyar lirası kamu olmak üzere 30 milyar liralık yatırım bütçesi belirlendiğini anımsattı.
Dağıtım sektöründe “insan odaklı hizmetin” sorumluluğun ötesinde bir zorunluluk olduğunu aktaran Dönmez, dağıtım sektörünün hizmet kalitesinin her geçen yıl daha da arttığını aktardı.
Dönmez, dağıtım şirketlerine hizmet kalitesinin artırılması için çok net hedefler ve başarı kriterleri belirlediklerini ve bu kapsamda anketler düzenlediklerini anlattı.
Böylece, dağıtım şirketlerine karneleri aslında vatandaşların verdiğine dikkati çeken Dönmez, “Son 3 yılda toplam 12,3 milyar lira yatırım yaptık. 3 yıllık planlanan gerçekleşme hedefimiz yüzde 55 idi. Bu oranda son 3 yıllık gerçekleşme hedefimizde yüzde 63’ü yakaladık. İnşallah bu yıl ve önümüzdeki yıl toplam 8,75 milyar liralık bir yatırım daha gerçekleştirerek hedeflerimize ulaşacağız. İletim tarafında yüzde 119 gerçekleşmeyle, 2018’de yaklaşık 3,4 milyar lira yatırımı hayata geçirdik. İnşallah 2019’da da 2 milyar bir yatırım daha öngörüyoruz.” diye konuştu.
“Çok memnunum” diyenlerin oranında artış
Dönmez, tüm bu yatırımların müşteri memnuniyeti için yapıldığını dile getirerek, gerçekleştirdikleri müşteri memnuniyeti anketine ilişkin şu verileri paylaştı:
“Müşteri memnuniyet oranını geçen yıla göre koruduk. Bizler için sevindirici olan bir başka durum da sunulan hizmetten ‘çok memnunum’ diyenlerin oranının geçen yıla göre artmasıdır. Genel memnuniyet oranı yüzde 64,8. Yine de alacağımız daha uzun bir yol var. Bu oran bizim için yeterli mi? Elbette hayır. Bu alanda hızlı ve pozitif bir ilerleme için yürütülen çalışmaların bir an önce kurumsallaşarak, şirket kültürü haline gelmesi gerekiyor. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da araştırmanın en parlak sonuçları çağrı merkezlerinin sunduğu hizmetin kalitesinde. Burada neredeyse yüzde 100’lere varan memnuniyet oranlarına ulaştık. 2017’de yüzde 99,21 olan ‘ulaşılabilirlik seviyesi’ yüzde 99,69’a ulaştı. 2017’de yüzde 89,06 olan ‘servis seviyesi’ 2018’de yüzde 91,69’a, 2017’de yüzde 96,35 olan ‘cevaplama oranı’ ise yüzde 97,26’ya yükseldi. Kesintilerin azalması için bir ‘Arıza Çalıştayı’ gerçekleştirdik. Burada 5 kök neden var. Bunlar, bakım eksikliği, hava muhalefeti ve dışsal etkiler, malzeme, teçhizattan kaynaklı arızalar ile işçilik ve montaj hataları, üçüncü şahıslara ait dağıtım tesislerinden dağıtım şebekesine yansıyan arızalar ve şebekeye verilen hasarlar.”
Diğer yandan ankette en önemli başlıklardan birinin denetimler olduğunu belirten Dönmez, her dağıtım şirketinin en az bir kere denetlendiğini aktardı.
Dönmez, denetimler sonucu Ocak 2017’den bu yana dağıtım şirketlerine 46 milyon lira, görevli tedarik şirketlerine 5,5 milyon lira idari para cezası uygulandığını ifade ederek, “Vatandaşlarımız rehabilitasyon kaynaklı kesintilerin günlük hayatında nasıl bir iyileşme sağlayacağının farkında olmalı. Vatandaşlarımıza daha iyi ve daha kaliteli hizmet sunmak için Türkiye’nin mevcut 30-40 yıllık altyapısını yenilediğimizi anlatmak zorundayız. Zorundayız çünkü vatandaşlarımız yapılan yatırımı bildikçe kesintilerin altyapı temelli olmadığının daha fazla farkında olacak.” diye konuştu.
Ayrıca, vatandaşa bilgi vermeden hiçbir şirketin elektrik kesintisine gidemeyeceğinin altını çizen Dönmez, bu tür bir hareketin de gerekli cezai işlemle karşılaşacağını söyledi.
Aydınlatma
Dönmez, vatandaşların en önem verdiği konulardan birinin aydınlatma olduğunu ve arızalı aydınlatma armatürlerinin bildirilmesi için bir “Aydınlatma Mobil Takip Uygulaması” kullanıldığını aktardı.
Bugüne kadar 70 bin şikayet alındığını ve yüzde 99,4’ünün giderildiğini belirten Dönmez, işlemlerin kolaylaşması için elektrik aboneliği, fesih ve borç sorgulama işlemlerini “e-Devlet” üzerinden yapabildiğini dile getirdi.
Bazı tedarik şirketleri her üç hizmeti de elektronik ortam üzerinden sunarken bazı şirketlerin henüz bir ya da iki hizmeti e-Devlet üzerinden sunduğunu ifade eden Dönmez, “Kalanların da sisteme hızla entegre edilmesi için çalışmalar sürüyor. İnşallah en kısa sürede bütün şirketlerimiz her üç hizmeti de e-devlet üzerinden tam zamanlı olarak sunmuş olacak.” dedi.
İhtiyaç sahibi ailelere için iki ayda 260 milyon lira tahsisat
Dönmez, “ihtiyaç sahibi ailelere elektrik desteği” kapsamında mart ve nisan aylarında 130’ar milyon olmak üzere toplam 260 milyon liralık tahsisat yaptıklarını açıkladı.
Çiftçiler için de tarımsal sulama tarife grubunun kapsamını genişlettiklerini hatırlatan Dönmez, hayvancılıkla uğraşan ve seralarda üretim yapan abonelere toplamda 500 milyon liralık dolaylı destek sağlanmış olacağını bildirdi.
Dağıtım bedelini bilmeyenlerin oranı yüzde 60’larda
Dönmez, gerçekleştirdikleri anket kapsamında tüketicilere dağıtım bedelini bilip bilmedikleri yönünde soru yönelttiklerini belirterek, şöyle sürdürdü:
“Araştırma sonuçlarımıza göre vatandaşlarımızın yüzde 42’si dağıtım bedelini halen elektrik faturasının dağıtılması, yüzde 38’i ise sayaçların okunması bedeli olarak biliyor. Bu konuya daha fazla eğilmemiz ve vatandaşlarımızı bu konuda doğru bilgilendirmemiz çok önemli. Kamuoyunda sanıldığının aksine dağıtım bedeli sayaç okuma bedeli değildir. Ayrıca sayaç okuma bedeli adı altında herhangi bir ücret alınmamaktadır. Dağıtım bedeli elektriğin sorunsuz bir şekilde yurdun her yerine ulaşması için alınan bedelin genel adıdır. Elektriğin bizlere ulaşması büyük bir altyapı yatırımını da gerektirir. İletim ve dağıtım faaliyetleri için her yıl ortalama 17,5 milyar lira şebeke işletmesi ve 9,5 milyar lira da şebeke tesisi ve diğer yatırımlar olmak üzere toplamda 27 milyar liralık harcama yapılıyor. Öte yandan dağıtım bedelinin enerji bedeline oranı Avrupa Birliği’nde yüzde 51 iken bizde bu rakam yüzde 35’tir. 42 milyon aboneye ulaşmak için iletim ve dağıtımda bugün 120 bin personel çalışıyor. 1 milyon 460 kilometrelik gelişmiş bir şebeke ağına sahibiz. Bu dünyanın etrafını 37 kez dolaşabilecek bir ağ anlamına geliyor. Böylesine güçlü bir altyapı tek bir şey için var. O da elektriğin sorunsuz, kaliteli ve sürekli bir şekilde evlerimize, okullarımıza, sanayi tesislerimize, hastanelerimize, kısacası yurdun her yerine ulaşması, hayatın kesintisiz bir şekilde devam etmesi içindir.”
Elektrikte kayıp kaçak oranının da ciddi bir oranda azaldığını anlatan Dönmez, enerji verimliliğinin doğru anlatılması gerektiğinin de vurgusunu yaptı.
Dönmez, henüz evlerde veya işyerlerinde enerji verimliliği sağlayacak uygulama ya da satın almalarda bulunup bulunulmadığı sorusuna olumsuz yanıt verenlerin oranının yüzde 81 olduğuna işaret ederek, “Enerji verimliliğinin kısa dönemli bir gider kalemi değil aksine getirileriyle hem aile bütçesini hem de ülke bütçesini rahatlatan uzun vadeli ve karlılığı yüksek bir ticari yatırım aracı olarak anlatmalıyız.” dedi.