Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 06 Ekim 2018
Türkiye, elektriğinin yaklaşık 4’te 1’ini kamu, yani Elektrik Üretim AŞ tarafından üretmektedir. Kalan 4’te 3’lük kısım ise özel şirketlerin özelleştirme çerçevesinde devletten aldığı ya da yurtdışından getirdikleri krediyle kendilerince yapılan santrallerde üretilmektedir.
Zamlardan ötürü vatandaşın cebinden çıkmakta olan paranın yaklaşık yüzde 25’i kamuya, geriye kalan asıl büyük kısmı ise yüzde 75’lik payla sayıları 300’ü bulan özel sektöre ait elektrik şirketlerinin kasasına girmiş olacak.
Zammı savunan elektrik şirketleri, elektrik fiyatlarına yıllardır yeterli zam yapılmadığı için zarar etmeye başladıklarını, yapılan bu zamlarla ancak maliyet ve satış fiyatı yönünden başabaş noktasına geldiklerini savundular. Ancak yapılan zamlar tamamen ithal girdiyle elektrik üreten şirketlere daha düşük kazanç sağlarken, girdisi ithal olmayan şirketler için olağanüstü kâr anlamına geliyor.
2017 yılı sonu itibari ile elektriğin yüzde 37.7’si ithal edilen doğalgazdan, yüzde 17.3’ü de ithal kömürden olmak üzere yüzde 55’i hâlâ ithal kaynaklardan üretilmektedir. Buna karşılık barajlardan üretilen elektriğin payı yüzde 14.2’lere kadar düşmüştür.Böylece enerjinin ithal kaynaklarla üretilmesi dövize ve doğalgaza gelen her zammın elektrik fiyatlarına yansımasına yol açmaktadır. Zamlara sebep bir diğer neden ise elektrik dağıtımının özelleştirilmesinden meydana gelmektedir. Özelleştirme elektrikte meydana gelen kayıp kaçağın azaltılacağı iddiasıyla yapılmış iken günümüzde ortalama kayıp-kaçak oranı yüzde 15-16 gibi çok yüksek seviyelerdedir.