Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 02 Kasım 2021
İş yerlerindeki fiziki çalışma koşullarından kaynaklı, yönetilmesi gereken birçok risk noktası bulunuyor. Bu alanların her biri için gereken yönetim süreçlerinin göz ardı edilmesi halinde ise en başta çalışan sağlığı olmak üzere iş kaybı ve verimsiz iş çıktılarına varabilen farklı sorunlar ortaya çıkabiliyor.
Çalışma ortamlarında ortaya çıkabilecek tehlikeleri 6 grupta ele alarak bunların önemine dikkat çekilirken Ülke Endüstriyel Kurumsal Çözümler Direktörü Murat Şengül, söz konusu risklere karşın alınabilecek önlemler konusunda önemli ayrıntılarla paylaşıyor.
1- Düşme tehlikelerine karşı önlem alınmalı. İş yerinde gerçekleşen kazaların birçoğu gerekli iş güvenliği prosedürlerinin göz ardı edilmesi ve kişisel koruyucu donanımlarının eksik kullanımından kaynaklanıyor. Bu kazaların başında da iş ortamında gerçekleşen düşme kazaları geliyor. Bu gibi durumlar yüksekte çalışma projeleri sırasında ortaya çıkabilirken, zemin çalışmalarında yüzeydeki kayganlık durumu da kazalara davetiye çıkarıyor. Olası kazalar baş ve sırt yaralanmalarına, kesiklere, zedelenmelere veya kas rahatsızlıklarına neden olabiliyor. Bu nedenle işverenlerin, çalışanların güvenliği için önlemler almaları gerektiğine dikkat çeken Şengül düşüş korumasına karşın emniyet kemeri, halat ve baret gibi ürünlerde doğru donanım seçiminden başlayarak bu ekipmanların kontrollerinin eksiksiz yapılmasını, ıslak zeminler başta olmak üzere çeşitli alanlara uyarı işaretlerinin koyulmasını ve çalışma güvenliğini zedeleyecek gereksiz kablo, cihaz vb. eşyaların ortamda bulundurulmamasını öneriyor.
2- Elektrik tehlikeleri konusunda dikkat edilmeli. Elektrik kaçağı yaşanma riskleri çalışanlar için büyük tehlike arz ediyor. Bu gibi durumlarda ağır kayıplar yaşanabildiği gibi çalışma alanında büyük zararlar yaşatabilecek yangınlar da baş gösterebiliyor. Bu türden kazalar yaşamamak adına çalışma alanındaki elektrik tesisatının denetimi, elektrik kaçaklarından korunma ve önlemlerinin önden tasarlanması konusunda uzman iş sağlığı ve güvenliği ekipleri tarafından düzenli sıklıkta yapılmalı, bakımı yine konusunda yetkin ve sertifikasyona sahip teknik ekipler tarafından karşılanmalı.
3- Yangın tehlikelerine karşı farkındalık oluşturulmalı. Olası bir yangın durumuna karşı çalışma ortamında mutlaka yangın dedektörü, yangın alarmı ve yangın söndürücü olmalı ve bu unsurların muayene ve bakımları düzenli aralıklarla uzman ekipler tarafından yapılmalı. Aynı zamanda, çalışanlara alarm sisteminin ve yangın söndürücünün nasıl çalıştığı hakkında eğitim verilmeli. Çalışanlar, mesai saatleri içerisinde oluşabilecek her türlü yangın durumuna karşı önceden hazırlıklı olmalı. Bunu sağlamanın öncelikli yolu da çalışanlar ile önceden hazırlanmış kaçış planı eğitimi ve tatbikat uygulamaktan geçiyor.
4- Ergonomik tehlikeler konusuna önem verilmeli. Çalışanlar gün içerisinde uzun saatler boyunca aynı pozisyonda kalabiliyor. Oturarak çalışanlar ve ayakta çalışanlar uzun süre aynı pozisyonda kaldığında vücutlarında çeşitli fizyolojik rahatsızlıklar baş gösterebiliyor. Bu gibi tehlikeleri önlemek adına çalışanların belli aralıklarla mola vermeleri konusunda tavizsiz olması ve çalışma ortamlarının (tezgâh, sandalye, vb.) üretim süreci de gözetilerek ergonomik şekilde tasarlanması gerekiyor.
5- Biyolojik tehlikeler en aza indirilmeli. Çalışanlar ortak çalışma ortamlarında birçok biyolojik tehlikeyle karşı karşıya kalabiliyor. Örneğin, iş yerine hasta gelen bir çalışan diğer çalışanlara hastalık bulaştırabiliyor ya da günümüzün en büyük sağlık problemi olan koronavirüs ile temas halinde olabiliyor. Bu gibi durumlarda diğer çalışanların güvenliği için hasta olan kişi bu durumu bildirmeli ve çalışma ortamında bulunmamalı. Kişisel hijyenin ve mesafe kurallarının temiz bir çalışma ortamı sağlamak adına büyük önem taşıdığı unutulmamalı. Tüm çalışanlar kişisel hijyenine önem vermeli ve ortak çalışma ortamlarını temiz tutmalı. Hastalıkların yanı sıra, çalışan sağlığını solunum yoluyla olumsuz etkileyebilecek kimyasal ve parçacık riskleri de analiz edilmeli, tek kullanımlık maskelerden motorlu veya tüplü solunum sistemlerine kadar geniş çözüm seçenekleri bir uzman eşliğinde değerlendirilmeli.
6- Gürültü tehlikeleri göz ardı edilmemeli. Yüksek sesler işitme duyusuna ciddi zararlar verebiliyor. Özellikle patlayıcı sesler işitme kaybına yol açabiliyor. Bazı çalışma ortamlarında yüksek sesten kaçınmak mümkün olmayabilir fakat bu konuda önlem alınmalı. Örneğin, işverenler çalışanlara ihtiyaç duyulan alanlarda işitme koruması sağlamalı ve bunların kullanımını teşvik etmeli. Öte yandan, işitme koruması ile ilgili donanım seçiminde de iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının görüşleri oldukça önemlidir. Çalışanları yüksek sesten koruma amacıyla malzeme seçilirken ortam ses analizi doğru yapılmalı, çalışanların iş ve güvenlik gereği almaları gereken komutlar yalıtılmamalıdır.