Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 02 Mart 2015
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, elektrik faturalarının okunmasının geciktirilmesi, ardından 1 aydan kısa sürede okunması gibi uygulamaların büyük tepkiye yol açtığını belirterek, “Mevzuatta size (elektrik dağıtım şirketlerine), bir aydan uzun süreli fatura okuma imkanı verilmiş, ancak bu teknik gerekçelerle verilmiş bir ruhsattır. Bu tür uygulamaları bir daha görmek istemiyoruz” dedi.
Yılmaz, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) 8. Sektör Toplantısı’nda, Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ) ile ilgili sektörün beklentisinin çok büyük olduğunu belirtti. Tedarikçinin ve talep tarafının EPİAŞ’tan güvenilir bir referans fiyatı beklediğini dile getiren Yılmaz, EPDK olarak EPİAŞ’ın piyasada katılımcı sayısı artan, ürün çeşitliliği ve işlem hacmi ile likiditesi yüksek bir işletme olmasını beklediklerini ifade etti. Kamuoyunda çokça tartışılan elektrikte kayıp-kaçak bedeli konusuna da değinen Yılmaz, “Maalesef kayıp Kaçak bedeli ile ilgili yargı kararları sektörü kamuoyu nezdinde tartışma ortamına çekmektedir. Bu olumsuz bakış açısını birlikte değiştirmemiz gerekmektedir. Biz bu konuyu elimizden geldiğince açıklamaya çalışıyor, uygulamanın arkasında duruyoruz. Aynı şekilde hükumetimiz de konunun arkasındadır ve Bakanlığımızın öncülüğüyle yasal bir düzenleme yapılması için kanun tasarısı hazırlandı ve Meclis Enerji Komisyonunda görüşmelere başlandı” şeklinde konuştu.
Yılmaz, bu konuda tüketici gözünde olumsuz izlenim oluşturulmaması gerektiğini vurgulayarak, “Biz gerektiği zaman sektörün arkasında kararlılıkla duruyoruz. Bu duruşumuzu yaptığınız yanlış uygulamalarla zora sokmamanızı istiyoruz. Tüketici gözünde oluşturacağınız olumsuz izlenimin bizi, size gerekli desteği verme noktasında zorlayacağını unutmayınız. Çünkü, tüketici memnuniyeti arttıkça desteğimiz de artacaktır” dedi.
Tüketicilerin serbest piyasadan faydalanmasının engellediğine dikkati çeken Yılmaz, “Bu konuda tüketicinin önüne değişik engeller çıkartıldığı, tüketicilerin diğer tedarikçilerden enerji almasını engelleyici söylem ve eylemlerde bulunulduğu bilgisi bize ulaşmaktadır. Bu konuda da gerekli hassasiyeti göstermenizi, serbest piyasa mantığının işlemesini engelleyici tutum ve davranışlardan kaçınmanızı bekliyoruz” diye konuştu.
Yılmaz, dağıtım şirketlerinin tüketicilerde oluşturduğu tepkilere ilişkin de şöyle konuştu:
“Son olarak faturaların okunmasının geciktirilmesi, akabinde de 1 aydan kısa sürede okunması gibi uygulamalar hepinizin malumu büyük bir tepkiye yol açtı. Mevzuatta size bir aydan uzun süreli fatura okuma imkanı verilmiş, ancak bu teknik gerekçelerle verilmiş bir ruhsattır. Kış şartlarında köylere ulaşma zorluğu, mevsimsel tüketim yapılması gibi gerekçelerle verilen bu ruhsatı, çok açık söylüyorum yeni tarife dönemi öncesinde 2014 kayıp kaçak oranlarını yüksek göstermek için kullanmanızı doğru bulmuyorum. Kurumsal olarak ihtimal dahilinde gördüğümüz bu uygulamayı tüketiciyi galeyana getirecek mertebede abartılı kullanmanızı da beklemiyordum. Bu tür uygulamaları bir daha görmek istemiyoruz.”
Özdemir: “Müşteri bizim için velinimettir”
ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de ‘tüketici odaklı müşteriyi güçlendiren yaklaşıma gerek yok’ diyenlere inanmadığını, günümüzün bilgi ve iletişim çağı olduğunu söyledi. Özdemir, tekel piyasalarda müşteri memnuniyetinin, iş yapış süreçlerini ve elde edilen sonuçları temelden etkilediğini ve müşterinin kendileri için velinimet olduğunu belirtti. Elektrikte kayıp kaçak konusuna değinen Özdemir, tüm dünyada uygulanan yöntemin Türkiye’de de agresif rakamlarla uygulandığını kaydetti. Brezilya’da da kayıp kaçak oranlarının yüksek olduğuna dikkati çeken Özdemir, şunları kaydetti: “Orada özelleştirme sonrası şirketlere performans hedefleri veriliyor. Her sene iki puan, üç puan iyileştirme hedefi var. Bizde EPDK yıllık 10 puan 12 puan iyileştirmeler öngörmüş. Yani bize benzer bir ülkedeki hedeflerin 5 katı, 6 katı. Özelleştirme sonrasında Türkiye’nin her bölgesinde dağıtım şirketleri kayıp kaçak ile mücadelede başarılı olmuşlardır. Zaten modelin kurgusu aksini imkansız hale getirmektedir. Daha iyisi olamaz mı? Tabii ki olur ancak unutulmaması gereken bu konunun sadece teknik ve yönetimsel bir sorun değil temelde sosyal, ekonomik ve hatta zaman zaman siyasal bir sorun olduğudur. Bu konuda sıkça bir benzetme kullanıyorum. 150 kilometre ile giden bir arabayı 100 metrede durduramazsınız. Bunu denerseniz araç devrilir içindeki ve hatta diğer araçlardaki yolcular yaralanır. Aracınızı güvenli bir mesafede kontrollü bir şekilde durdurmalısınız. ‘İyi de aracı 150 kilometreye çıkarmasaydınız’ diyen olabilir. Biz çıkarmadık. Özelleştirmenin bir gerekçesi de kabul edilemez sınırlara çıkan bu aracı kontrol altına almaktır. Özelleşen bölgelerde kayıp kaçakla yapılan mücadele ile başarılı sonuçlar elde ediliyor. Bardağın dolu yanına bakmak gerekiyor. Gidilen yol doğrudur. Alınan mesafe herkesi memnun etmiyor biliyoruz. Ama bu konunun dışsal bir çok dinamiği olduğunu bilmek ve buna göre yönetmek gerekiyor.”
Kaynak: Enerji Enstitüsü