Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ, KÖMÜR - Tarih : 12 Temmuz 2021
Greenpeace Akdeniz Zonguldak’ta bir adil dönüşüm kampanyası başlattı. Kömürlü termik santraller kaynaklı hava kirliliği nedeniyle çok ciddi sağlık sorunları yaşanan Zonguldak, Covid-19’un Türkiye’yi de tehdit etmeye başladığı ilk günlerde, 30 büyükşehirle birlikte karantinaya alınmıştı.
Ciddi akciğer ve solunum yolu hastalıklarıyla mücadele eden şehirlerin başında gelen Zonguldak’ta kömüre bağlı ekonomi hem halk sağlığı hem de çevre, toplumsal refah ve iktisadi istikrar açısından alarm veriyor.
Zonguldak’ta yaklaşık 200 yıldır süren kömür madenciliği, başta demir-çelik sanayii olmak üzere, çeşitli sektörleri destekledi. Bir ekonomik sektör olarak, şehrin ekonomisine ve sosyal yaşamına önemli katkılarda bulundu. Ülkeyi tenisle tanıştıran illerin başında gelen Zonguldak, özellikle 1950‘ler ve 1980‘ler arasında sosyo-ekonomik ve kültürel olarak en parlak dönemini yaşadı. Ancak kömür madenciliği bir süre sonra şehirde halk sağlığı, çevre, ekonomi ve toplumsal yapı üzerinde olumsuz etkiler bırakmaya başladı. Madenlerde çalışan işçiler arasında kömür tozuna bağlı akciğer hastalıkları ve kas iskelet sistemi sorunları arttı, faciayla sonuçlanan maden kazaları yaşandı. Özellikle kömürlü termik santrallerin kömür yakarak yarattığı hava kirliliği kronik bir soruna dönüştü, Zonguldak halkı arasında çocukları bile etkileyen akciğer hastalıkları ve kanser vakaları artış gösterdi.
Bu tablodan yola çıkarak Zonguldak için başka bir hayatı mümkün kılmayı amaçlayan Greenpeace, şehri tekrar canlandırmak için Adil Dönüşüm kampanyası başlattı. Bu projeyle Zonguldak’ın iklim ve çevre dostu ekonomik potansiyelinin ve istihdamının geliştirilmesi, doğal ve tarihi güzelliklerinin tekrar ortaya çıkarılması, bölge turizminin canlandırılması, şehrin doğa, kültür ve sanatseverler için buluşma noktası haline getirilmesi hedefleniyor.
Zonguldak halkı, yüzünü aydınlık yarınlara dönmek istiyor
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül, “Zonguldak için bir zamanlar gelişim anlamına gelen kömür, artık şehir halkı için maddi ve manevi anlamda bir yıpranma sebebi, yaşamı zorlaştıran bir faktör haline geldi. Zonguldak, adil bir dönüşümü, doğal güzellikleri ve kültürel yönüyle ön plana çıkmayı hak ediyor. Zonguldak halkı, kömürlü termik santrallerden kurtulduğu, çevre dostu bir ekonomi planlamasıyla yüzünü aydınlık yarınlara dönmek istiyor. Bu dönüşüm için belediyeler harekete geçmeli ve Zonguldak’ta iklim dostu bir ekonomi ve kentsel tasarım stratejisini planlarına dahil etmeli. Biz de Zonguldak’ta adil dönüşüm sürecini desteklemek için bir kampanya başlattık. Bu alanda hazırladığımız geniş kapsamlı bir çevre ve halk sağlığı raporunu kamuoyuyla paylaştık. Ayrıca Zonguldak halkının ve kaçak madende çalışmak zorunda kalan insanların değişim taleplerini konu alan videolarımızla sosyal medyada kampanyamızı destekliyoruz” dedi. Akgül, belediye planında yer alması gereken aksiyonları şu şekilde sıraladı:
– Zonguldak’ın alternatif ekonomileri geliştirecek şekilde yeniden tasarlanması,
– İşçiler için adil geçiş fonu oluşturulması,
– İklim dostu girişimcilere ve üreticilere hibe, kredi, vergi indirimi, işletme bilgisi & kapasite artırımı teşvikler verilmesi,
– Enerji dönüşümünün önceliklendirilmesi; yenilenebilir enerji alanında istihdam olanaklarının yaratılması ve mesleki eğitimlerin verilmesi,
– Özellikle kömürle bağlantılı sektörlerde çalışanlar için bu eğitimlerin önceliklendirilmesi ve ücretsiz gerçekleştirilmesi,
– Kömür nedeniyle atıl ve kirli duruma gelen arazilerin rehabilitasyonu, şehre yeniden kazandırılması.
Zonguldak’ta hava kirliliği ve iş kazaları, başlıca ölüm nedenleri arasında yer alıyor
Greenpeace’in Zonguldak için hazırladığı çevre ve halk sağlığı raporundaki çarpıcı veriler şöyle:
– Biri Türkiye’deki en büyük kurulu güce sahip, 4 kömürlü termik santralin bulunduğu Zonguldak’ta santraller, yılın çok büyük bir kısmında limit değerleri aşan partikül madde kirliliği yaratı 2019 ve 2020 yılı PM10 verileriyle yapılan analizlerde, özellikle termik santrale yakın konumlanmış Cumayanı ve Kuzyaka ölçüm istasyonu sonuçları Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), AB ve Türkiye mevzuatına göre belirlenmiş günlük ortalama maksimum 50 µg/m3 limitini fazlasıyla aşıyor.
– 5 verileriyle yapılan analizlerde DSÖ’nün belirlediği yıllık ortalama maksimum 10 µg/m3 limitinin aşılarak 2019 ve 2020’de neredeyse üç katına ulaştığı görülüyor. PM2.5, saç telinden çok daha ince bir madde olduğu için solunumla akciğerlere giderek doğrudan kana karışabiliyor.
– Zonguldak’ta 2017, 2018 ve 2019’da gerçekleşen tüm ölümlerin ortalama yüzde 10’u hava kirliliğine bağlı. Söz konusu üç yılda, Zonguldak’ta, hava kirliliği DSÖ’nün önerdiği standartlarda tutulabilseydi hava kirliliğine bağlı 1230 erken ölüm önlenebilirdi.
– TÜİK verilerine göre Zonguldak’ta Türkiye ortalamasının üzerinde seyreden kaba ölüm hızı son 10 yılda yükseldi. Şehirdeki intihar hızı da Türkiye ortalamasının üzerinde.
– Genç nüfus işsizlik ve hava kirliliği gibi nedenlerden ötürü şehri terk ediyor. Zonguldak’tan göç eden kesim içinde üniversite ve üzeri eğitime sahip nüfusun payı 2009’da yüzde 17 iken 2019’da bu oran yüzde 32’ye yükseldi. Yani her üç üniversiteliden biri şehri terk etti.
– Nitelikli insan kaynağını hızla kaybeden Zonguldak’ta 2010’da yüzde 13 olan 60 yaş üstü kişi oranı, 2020’de yüzde 20’ye yükseldi.
– Zonguldak’ta son 10 yılda meydana gelen iş kazaları, Türkiye geneli ile karşılaştırıldığında madencilik ve ilgili faaliyetlerde hem iş kazası sıklığı hem de iş kazası sonucu ölümler yüksek. Zonguldak’ta yılda ortalama 4453 iş kazası oluyor, bu kazalar sonucu yılda 70 kişi iş göremez oluyor ve 21 ölüm meydana geliyor. Bu sayılar çalışan nüfusla orantılandığında Türkiye geneline göre iş kazalarının 2,9 kat, iş göremezliğin 3,8 kat ve ölümlerin 2,4 kat daha fazla olduğu görülüyor.
Zonguldak’ta alternatif istihdam alanlarının yaratılması şart
Özetle kömür, halk ve çevre sağlığı, ekonomik ve toplumsal yaşam açılarından sürdürülebilir değil. Paris İklim Anlaşması (2015) bu gerçeği görünür kılmanın ötesinde, dünyanın geleceği için ülkelere ödev ve sorumluluklarını tanımlamış durumda. Küresel iklim krizi, dünya üzerinde fosil yakıtların artık kullanılmaması ve tarihteki yerini alması gerektiğini, yaşanan her felaketle insanlığa hatırlatıyor. Paris İklim Anlaşması sonrası özellikle Avrupa’da pek çok gelişmiş ülke “kömürden çıkış” programlarını uygulamaya yıllar önce devreye soktu. 14 AB ülkesi, en geç 2030 itibariyle kömürden çıkışı taahhüt etti. Almanya ise 2035 opsiyonlu olmak üzere, 2038’i kömürden çıkış tarihi olarak duyurdu.
Zonguldak ilini bugünlere getiren, fakat artık ekonomik veya sosyal ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi şehir sağlığını da bozan kömür endüstrisinin belirli bir plan dahilinde ömrünü tamamlaması gerektiğini vurgulayan Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül, sözlerine şöyle devam ediyor: “Sadece Zonguldak değil Türkiye’nin geneli için kömürlü termik santrallerin kapatılmasını merkeze alan “kömürden çıkış” programlarının en kısa sürede hayata geçirilmesi gerek. Kömür artık Zonguldak’ın ihtiyacı olan ekonomik yeterliliği sağlayamıyor. Zonguldaklılar uzun süredir bunun farkında ancak şehirdeki alternatif potansiyeller geliştirilmiş değil. Halk şehrin eskisi gibi mutlu, geleceğe güvenle bakan, sosyal halini yeniden kazanmasını istiyor ve bunun da kömürle olmayacağının bilincindeler. Kömüre alternatif doğa ve iklim dostu enerji kaynaklarının ve iş alanlarının yaratılması kritik önem taşıyor. Zonguldak’ta seracılık, çiftçilik, arıcılık, doğa sporları, balıkçılık gibi alanlar desteklenerek alternatif istihdam alanları geliştirilebilir. Doğal güzelliklere sahip Zonguldak’taki potansiyel ekoturizm fırsatları, bölgede alternatif iş olanakları yaratmak için önemli bir seçenek olabilir. Unutmayalım, Zonguldak için başka hayat mümkün!”