Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 03 Ekim 2013
ABD’nin öncülük ettiği kaya gazı üretimi furyasına bu alanda en büyük rezervine sahip olan Çin’de dahil oluyor.Yeni bir enerji devrimi gerçekleşebilir.
İnsan organları ve hücrelerinin besin kaynağı nasıl kan ile taşınıyorsa, endüstrinin kanı da enerji. Bir ülkenin dünya çapında endüstri ve imalatta iddia ve söz sahibi olabilmesi için enerji kaynakları konusunda avantajlı bir konuma gelebilmesi hayati önem taşıyor. Uluslararası rekabetin yoğun olduğu bu alan bu yüzden uluslararası ilişkilerin şekillenmesinde de başat rol üstleniyor.
Dünya genelinde küresel ısınmayı tehdit edici boyutlara ulaşmadan engelleyebilmek için karbon salınımını dizginleyebilmenin öneminin arttığı ve bu yüzden de rüzgâr, su, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının son yıllarda sıkça konuşulur olduğu bir dönem yaşanıyor. Fakat dünya elektrik ihtiyacının yüzde 40′ını karşılayan ve 2017′ye gelindiğinde dünyanın birincil enerji kaynağı olarak petrolün tahtına oturacağı tahmin edilen kömürün yerine ikame edilebileceği düşünülen kaya gazı birdenbire ön plana çıkmaya başladı.
Dünyanın pek çok yerinde kaya oluşumları içinde yıllarca bozulmadan kalabilen ve hidrolik parçalama teknoloji kullanılarak çıkarılabilen kaya gazı, metan gazı elde edilmesinde yeni bir kaynak olarak görülüyor ve aynı zamanda enerji üreten güç istasyonlarında kömürün yerine mükemmel bir şekilde ikame edilebiliyor.
Yüzde birlerden yüzde 20′lere
ABD’de 2008 krizinden sonra ekonomik sektörlerde oluşabilen balonların gelecekte önüne geçebilmek için yeniden uluslararası ticarette “made in USA” damgalı rekabet edilebilecek ürünler ortaya koyarak büyüme strateji öne çıktı. Sanayi üretimine yeniden ağırlık verilmeye başlandığı bu dönemde pek çok ABD’li politikacı açısından kaya gazı, dış enerji kaynaklarına bağımlı kalmadan, süper gücün dünya ekonomisi üzerinde yeniden hâkimiyet kurmasını sağlayacak hayati bir enerji girdisi olarak görülüyor. Uzun bir aradan sonra ABD toplam istihdamı içinde payı tek rakamlı oranlara kadar gerileyen sanayi istihdamı ilk kez gözle görünür bir artış göstermeye başlamış durumda. Bu durum kaya gazının stratejik önemini daha da arttırıyor. “Kaya Gazı Devrimi” adlı Chatham House Raporu 2000 yılından bu yana kaya gazı üretiminin ABD’de de yüzde 1′den 2009′da yüzde 20′ye çıktığını söylüyor.
Dünyanın çeşitli yerlerinde örneğin Kanada, ABD ve İngiltere’de kayaların bir ortak noktası var o da parçacıklar arasındaki ince yarıklar hem petrol hem de metan gazının milyonlarca yıl rahatsız edilmeden kalabildiği yerler. Hidrolik parçalama buralara sızıyor ve yüksek basınçlı bir sıvı pompalayarak kayaları kırıp depolanmış hidrokarbonu çıkarıyor. Petrol ve gaz merkezi bir boruda toplanıp depolanacağı yüzeye taşınıyor.
Metan evlerde ve güç istasyonlarında kullanılan doğal gaz gibi yakılabiliyor. ABD’deki devrim Batı Avrupa’da yaşanmayabilir İngiltere Leicester Üniversitesi’nde enerji politikası üzerine araştırma yapan Joseph Dutton ABD’nin şu an kaya gazı sektörünün ulaştığı bu ölçeğe 25-30 yıl arasında geldiğini söylüyor. İlk büyük kaya gazı çıkarma alanı 90′ların sonunda üzerinde çalışılmaya başlanan Texan Barnett kayası imiş. Onu ardından New York eyaletinden Pensilvanya’ya ve oradan Batı Virginia’dan Ohio’ya kadar uzanan bir alanı kapsayan Marcellus kaya alanı takip etmiş.
“Kaya Gazı Devrimi” raporuna göre ABD’deki bu durumun özellikle enerji kaynağı bakımından zengin olmayan Batı Avrupa’da tekrarlanabileceğine dair ciddi kuşkular var. Avrupa’da coğrafya buna daha az müsait, bu alana vergi indirimleri yok ve karada kuyu açma endüstrisi ABD’nin çok gerisinde. Aynı zamanda kaya gazının kamuoyunda kabul göreceğine dair kaygılar mevcut. Özellikle gaz olan bölgelerin devlet arazisi olmasından ötürü buradan elde edilecek karların yerel arazi sahiplerinden ziyade hükümetlere gitmese söz konusu.
ABD’de ise 30 yıllık bir kaya gazı çıkarma geçmişi söz konusu olmasına rağmen son beş yıl içinde yatay kuyu açma gibi yenilikler sayesinde hidrolik parçalama teknolojisi ön plana çıktı ve bu sayede büyük miktarda kaya yüzeyde daha az tahribatla değerlendirilebilir hale geldi. Bu sayede ABD şu anda dünyada kaya gazı alanlarını en verimli değerlendiren ülke konumunda bulunuyor. ABD Enerji Bilgi Yönetim Dairesi (EIA) tahminlerine göre ABD kaya gazı ve mevcut petrolü sayesinde 2035′te enerjide kendi kendine yeter ülke konumuna yükselebilir. Uluslararası dengeler açısından ise ekonomi alanında liderliği elinde bulunduran Çin’de refah seviyesinin yükselmesi ile birlikte artan işçi maliyetleri düşünüldüğünde ABD yeniden dünyanın sanayi üretim ve ekonomik güç merkezi olabilir.
Çin’de yüzde 50 daha fazla
Fakat aynı zamanda Çin’in 30 trilyon metreküp ile dünyanın en büyük kaya gazı rezervlerine sahip olduğu düşünülüyor. Bu rezerv ABD’den yüzde 50 daha fazla ve Çin’in kullandığı konvansiyonel gaz kaynaklarından da 12 kat daha büyük bir hacme sahip. Enerji kaynakları açısından sıkıntılı Çin dünyanın en büyük kömür üreticisi ve tüketicisi 2010 rakamlarıyla enerji ihtiyaçlarının yüzde 70′ini kömürden sağladı. Bu da onu dünyanın en büyük karbondioksit salıcısı yaparak şimşeklerin üzerine çevrilmesine yol açıyor.
Çin eğer kömür yerine kaya gazını ikame ederse hem küresel karbon salınımı açısından fark yaratacak ve üzerindeki uluslararası baskıyı azaltacak hem de elindeki büyük rezervi değerlendirerek bağımlılığını azaltabilecek. Çin zaten bu konuda oldukça istekli bir tutum sergiliyor ve Batılı uzman ve şirketleri kaya gazından enerji üretimi için teknolojik yardım için çağırıyor. Örneğin Çin’de Shell ile devlet kontrolündeki PetroChina arasında yapılan bir anlaşma söz konusu. Shell bu anlaşma gereği Çin’in ortasında yer alan Sichuan alanındaki kaya gazını kullanıma uygun hale getirmek için bir milyar dolarlık bir harcama yapacak.
2035′te bir milyon kuyu olacak
ABD Enerji Bilgi Yönetim Dairesi (EIA) 2035 yılına gelindiğinde 1 milyonun üzerinde kaya gazı kuyusunun açılabileceğini tahmin ediyor. Fakat kaya gazının dünya genelinde bir alternatif oluşturabilmesi için fiyat düzeyinin bu gazın maliyet/kâr dengesi açısından diğer enerji kaynaklarına göre bir avantaj sağlaması ve çıkarılabilmesine imkân vermesi gerekiyor. Örneğin ABD’de kaya gazına yönelişin bu ülkedeki konvansiyonel enerji kaynakları olan petrol ve gaz kaynaklarının erimeye başladığı ve bu yüzden de fiyatların uygun olduğu bir dönemde gerçekleştiği görülüyor. Aynı zaman hidrolojik parçalama teknolojisinin gelişmesi, verimliliğin bu sayede artması da kâr/maliyet dengesinin bu gazı çıkarmaya müsait olmasına yol açtı.
Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (CSIS) hazırlamış olduğu rapora göre 2007-2008 yılları arasında ekonomik olarak çekici doğal gaz fiyatları ABD’de yatırımı ateşledi ve 10 yıldan kısa süre önce bu ülkede doğal gaz üretiminde ihmal edilebilecek düzeyde olan kaya gazı bugün neredeyse iç çıktının yüzde 50′sine ulaşmış bir durumda. Lakin kuyulardan daha çok gaz çıkarıldıkça, daha da fazla gaz elde etmek yani tabiri caizse “kayaların suyunu iyice çıkarabilmek için” daha fazla basınç uygulamak ve sınırları zorlamak gerekiyor. Bu yüzden de ilk kaya gazı çıkarma furyası bittiğinde maliyetlerin artacağı yönünde tahminlerde bulunuluyor. EIA önümüzdeki 20 yılda kaya gazını da içeren doğal gaz fiyatlarının iki katına çıkacağını öngörüyor. Bu işe girişen kişilerin maliyetlerin altında ezilmemesi için geleceğe yönelik fiyat ayarlamaları önem taşıyor.
2020′de Çin’in doğalgaz ihtiyacı ortadan kalkabilir
Çin’in 2020′deki kaya gazı üretimi hedefi ülkedeki doğal gaz üretimine denk getirmek. Beş yıllık plan çerçevesinde yani 2016-2020 arasında Çin kaya gazı geliştirmenin ölçeğini arttırmayı ve 19 bölgede kaya keşif araştırmaları planlıyor. Çin kendi ülkesinde kendi kaya gazı rezervlerini araştırmaya yeni başlamış olmasına karşın, küresel endüstri analistleri şimdiden Çin’in kaya gazı üretiminin onun sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatını 2020′ye kadar kesmesini sağlayacağını düşünüyor.
Çin eğer ABD’nin elde ettiği başarıyı yakalayıp sahip olduğu dünyanın en büyük kaya gazı rezervlerini değerlendirirse önemli bir enerji bağımlılığından kurtulmuş olacak. Dünyanın bir ve iki numaralı ekonomilerinin dışarıya dönük bu bağımlılıklarından kurtulması ise Ortadoğu bölgesi üzerindeki enerji baskısını bir miktar azaltabilir. Fakat Batı Avrupa’nın kaya gazı endüstrisinde aynı yoldan yürüyüp yürümeyeceği konusu hala muğlâklığını koruyor.
Kaynak: Enerji Enstitüsü