Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 24 Aralık 2013
Türkiye 2001 krizinden sonra iki adet sorununu halletti. Birincisi 53 milyar dolar harcayarak batan 30 kadar bankanın yarattığı sorunları halletti. Kamu bankalarına 23 milyar dolar harcanırken özel bankalara da 30 milyar dolar kadar harcama yapılması gerekti. Tabii fonlar dışarıdan borçlandı ve sonunda millet bu maliyeti yüklendi. Sonunda yüksek KDV ve ÖTV ödeyen vatandaşlarımız ve kurumlarımız faturayı ödediler, itiraz da etmediler.
İkincisi Türkiye 2001 krizinde bugünkü Yunanistan kadar, milli gelir oranı olarak yılda yüzde 12 kadar olan toplam bütçe açığını da yüzde 1 -2 aralığına indirdi. Bu da toplam kamu borç stokunun GSYİH oranının yüzde 80 oranından yüzde 40 düzeyinin altına indirilmesine yol açtı. Bu maliyeti de doğal olarak vatandaş yüklendi.
Tabii ki ülkemizin gelir dağılımı sorunu var, eğitim sorunu var, işsizlik sorunu var. Birçok sosyal konuda problemliyiz. Ama 2001 krizi ortamında çözemediğimiz ve bugün en büyük ekonomik sorunumuz haline gelen cari denge sorunumuz da bacağımızı tutmakta, bizi sürekli aşağıya çekmekte. 2009 yılında kriz Türkiye’ye sıçradığında bizim reaksiyonumuz iç talebi artırmak oldu ve 2010 ve 2011 yıllarında ortalama yüzde 9 civarında peş peşe iki yıl büyüme ile Avrupa büyüme rekortmeni olduk.
Bunun faturası ise cari denge açığımızın 77 milyar dolar veya GSYİH oranı olarak rekor düzeye yani on milyar dolara çıkması oldu. Bu 77 milyar dolar açığın içinde de ortalama 60 milyar dolar boyutunda olan enerji ithalatımız mevcut. Bu açığı küçültmek için büyümeyi 2012 yılında yüzde 2.2 düzeyine indirdik. Cari açık düştü ama diğer sorunlar büyüdü. Böylece Türkiye’nin önümüzdeki 10-20 yıl içinde halletmesi gereken en acil ve önemli ekonomik sorunu da enerji üretim, dağıtım ve kullanımı sorunu oldu.
2020’de enerjiye 80 milyar $
Geçtiğimiz günlerde IEA denen global enerji ajansının raporu yayımlandı ve bu kurumun baş iktisatçısı olan Fatih Birol adlı vatandaşımız Anadolu Ajansı’na aşağıdaki bilgileri verdi.
Fatih Birol’a göre 2020 yılında Türkiye’nin enerji faturası yılda 80 milyar dolar düzeyine çıkacak. Bu beladan kurtulmak için önemli üç noktaya dikkat etmemiz gerekiyor.
Birincisi, “Trans Anatolian Gas Pipeline” denen ve Türkiye ve Avrupa için çok önemli olan boru hattı.
İkincisi ise burnumuzun hemen dibindeki Irak ile ilişkilerimizi hem gaz hem de petrol konusunda daha da sağlam hale getirmek.
Üçüncüsü ise çok büyük gaz stokları olan İsrail ile ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek.
Enerji konusunda dünya çapında bir uzman olan Fatih Birol, yukarıda işaret ettiği üç noktada yere sağlam bastığımız takdirde, Türkiye’nin beş yıl içinde dünyanın en önemli enerji merkezlerinden biri haline gelmesinin gerçekleşeceğini söylüyor.
Uzmanı dikkatle dinlememiz gerekli diye düşünüyorum. Aksi takdirde bugün yer aldığımız dünyanın en riskli beş ülkesi listesinden enerji kökenli cari açık nedeniyle uzun süre çıkamayız!
Yazan: Deniz GÖKÇE
Kaynak: Enerji Enstitüsü