Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 13 Ocak 2014
AB ile ilişkiler başta olmak üzere Türkiye diplomasisinin eline kolunu bağlayan en önemli konulardan biri olan, kangren haline gelmiş Kıbrıs sorununun çözümü ve Ada’da barış sağlanması için yeni bir umut doğdu. İşadamları da bu barışın biran önce sağlanmasını istiyor ve siyasileri göreve çağırıp, bu fırsatın kullanılmasını istiyor.
TÜSİAD geçen hafta Kıbrıs’ta barışın zorlanması amacıyla önemli bir organizasyon gerçekleştirdi. Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye’nin önde gelen iş dünyası kuruluşları ortak bir deklarasyon yayımlayarak, “Her iki toplumu Kıbrıs sorununun kapsamlı ve kalıcı bir çözüme ulaştırma yolunda müzakerelere iyi niyet içinde başlamaya çağırıyoruz” dediler. Kıbrıs sorununda çözümün ilgili tüm taraflar arasında yüksek düzeyde bir ekonomik işbirliği yaratacağının bundan tüm halkların ve bölgenin faydalanacağının altı çizilerek, özellikle Doğu Akdeniz’de çıkan enerji fırsatının değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
Özetle; 2008 küresel krizinin Güney Kıbrıs’a büyük darbe vurması ve Doğu Akdeniz’de ortaya çıkan büyük doğalgaz kaynaklarından yararlanma ihtiyacı aynı zamanda Ada’da barışın sağlanmasını gerektiren bir iklim yarattı. Başka bir deyişle savaşlara neden olan enerji bu kez barışın sağlanması için imkan sağladı.
Kıbrıs’ta Türk tarafının artık bir çözümün olması konusunda kararlı olduğunu, Türkiye’nin bu konuda ciddi destek verdiği biliniyor. Krizden büyük yara olan Rum kesimi de, eline gelen gaz imkanından ancak Türk tarafı ile barış yapması halinde yararlanabileceğini görmeye başladı. Daha önce Türk tarafı ile barışı referandumda reddeden Rum halkının barış için eskisinden daha istekli olduğu söyleniyor. Ancak barış için yetecek mi, göreceğiz. TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ve beraberindeki heyet deklarasyon yayınlamanın yanısıra Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Türkiye Büyükelçisine ziyaretlerde bulundular, yapılan girişimi anlattılar ve Kıbrıs’ta barış için bundan sonra da üzerlerine düşen görev varsa yine hazır olduklarını söylediler.
Büyükelçi Halil İbrahim Akça yapılan ziyarette, açıklama ve Rum tarafının işadamları yoluyla barışa zorlanmasının, bu çabalara önemli katkı sağlayacağına inandığını, Türk tarafında fazla sorun olmadığını, Rumlarda ise hala ikircikli tutumlar gördüklerini ama barış yanlılarının artmasını beklediklerini söyledi.
Bizim siyasi krizimiz Kıbrıs’ı etkilememeli
TÜSİAD Başkanı ve ekibi ile dönüşte yaptığımız sohbetlerde de bu kez umutlu olduklarını ancak barış için daha fazla baskı gelmesi gerektiğini söylediler. Çok açıkça dile getirmeseler de, Türkiye’de yaşanan siyasi krizin Kıbrıs’ta barış için gereken yoğun çabaları olumsuz etkilemesinden dikkatlerin dağılmasından endişe ediyorlar. AB ile ilişkiler açısından da buradaki barışın önemine dikkat çeken Yılmaz, enerjinin getirdiği fırsatın mutlaka kullanılması gerektiği görüşünde. Bu arada aynı kapsamda İsrail ile de barışın artık gerekip gerekmediğini sorduğumda ise geçen ay İsrail’de yine işadamları örgütleri ile ortak toplantılar yaptıklarını hatırlatıp, ilişkilerin normalleştirilmesinin önemli katkı yapacağını söyledi.
Bence K. Irak enerji kaynakları için bu kadar riski göze alan Hükümet, gerçekten enerji ve Türkiye’nin geleceği için bunu yaptığını anlatacaksa, samimi olduğunu gösterecekse, İsrail’le de ilişkileri de biran önce normalleştirmeli.
İsrail ile ilişkilerini düzeltip, Kıbrıs’ta barışı sağlayan Türkiye, hem enerji alanında stratejik konumunu geliştirir, hem aksayan AB ile bütünleşme sürecini hızlandırır. Bu da ekonomi ve demokratikleşme için çok büyük ivme demektir. Mevcut anlayışla bunların becerilebilmesi mümkün mü derseniz; zor görünüyor.
Yazan: Erdal SAĞLAM
Kaynak: Enerji Enstitüsü