Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 15 Mart 2015
Türkiye Enerji sektörü son dönemde yapılan özelleştirmeler ve piyasada ki serbestleştirmeler vasıtasıyla yıllık 150 milyar Lira’lık işlem hacmine ulaşmış ve attığı kararlı adımlarla bulunduğu coğrafyada ilgi odağı haline gelmiştir. 2001 yılında Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’nun kurulması, elektrik piyasasının serbestleşmesinde öncü olmuş piyasa açıklık oranı ve rekabetçi yapısıyla diğer enerji piyasalarından bir adım öne çıktığı ve enerji pazarındaki rekabetçi bünyesiyle diğer enerji piyasalarından bir adım önde olduğu gözlemlenir. Gelinen bu noktada Türkiye Elektrik Piyasası’nın geleceği üzerine öngörüler için temel oluşturmaktadır.
Türkiye’de ki Elektrik pazarını tüketiciler ve kurumlar olarak 2’ye ayırabiliriz. Tüketiciler küresel anlamda baz alınırsa, Türkiye’de bugün kişi başı elektrik tüketimi 2500 KWh seviyelerindeyken, OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkelerinde bu değer yaklaşık 8000 KWh civarındadır. Bir diğer deyişle, Türkiye elektrik tüketimi anlamında 1950’ler Avrupa seviyesindedir. Ancak Türkiye’nin GSYİH ve dolayısıyla harcama endeksindeki artış değerlendirildiğinde, kişi başı elektrik tüketiminin de paralel şekilde ciddi bir artış gösterebileceği ve bunun doğal bir sonucu olarak elektrik piyasasının hızlıca gelişebileceği rahatlıkla söylenebilir.
Kurumlar özelinde bakıldığında, Türkiye’de bünyesinde üretim ve tüketimi yönlendirici etkisi olan elektrik sektörünün ülkenin gelişmesine katkısı ön plana çıkarken, büyümekte olan ve elektrik kullanımının yoğun olduğu sektörlerin doğrultusunda elektrik sektörünün gelişmesi de bir sonuç olarak belirir. Türkiye’de otomotivden inşaata, tekstilden madenciliğe uzanan geniş yelpazede elektrik tüketiminin yoğun olduğu sektörler giderek büyümekte ve beraberinde elektrik sektörünü de büyütmektedirler.
Tüm bu sektörlerin farklı ekonomik hedefleri olduğu düşünüldüğünde, farklı sektörlere dair ekonomik hedeflere ulaşılması için gerçekleştirilecek yatırımların Türkiye’yi enerji arzı açısından güç duruma düşüreceği söylenebilir. Arz güvenliğini sağlamak için önümüzdeki 10 yıl içinde kurulu güç kapasitesinin 57 GW’tan 125 GW seviyesine çıkması gereği öngörülmektedir ki bunu gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyulan yatırım miktarının 120 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Gereken bu yatırım Türkiye’nin mevcut özkaynakları ile karşılanamayacağı için yabancı yatırımcıları enerji sektörüne girmesi sağlanmalıdır. Bunun için ise şeffaf bir piyasa yapısı ve bir referans fiyat oluşumunu destekler bir sistemin kurulması önemlidir. Özellikle proje finansmanı modellerinde referans fiyat eksikliği yatırımcıları zorlamaktadır.
Orta ve uzun vadeli fiyat öngörülerinin yapılabildiği bir durumda referans fiyatın belirlenebilir. Mevcut sistemde bu muhtemel değildir; çünkü elektrik fiyatları ancak bir sonraki gün için bilinebilmektedir. Fiyat tahmin modelleri üzerinden orta ve uzun vadeli fiyatlar tahmin edilse dahi banka veya yatırımcılarca baz alınabilecek, modellerde kullanılabilecek, finansman aşamasında değerlendirmeye alınabilecek bir referans fiyat oluşumu söz konusu değildir.
Alım ve satım teklifleri, tüm katılımcılar tarafından takip edilemediğinden, verilen üretim talimatlarından, saatlik fiyatlara kadar veriler şeffaf bir platformda paylaşılıyor sayılamamaktadır. EPİAŞ’ın kuracağı enerji borsası yatırımcılar için veri paylaşımı açısından saydam bir zemin olduğu dolayısıyla güven telkin eden bir pazar yeri olacak. Daha da önemlisi, piyasaların dinamikleşmesini mümkün kılarak referans bir fiyat oluşacak. Bu model için finansal modelleme tahminleri için gereksinim duyacağı üretim ve fiyat değerleri bu sayede kolaylıkla belirlenebilecek ve borç verecek olan tarafın nakit akışı ve borçlanma çok daha kısa sürede ve verimli şekilde gerçekleştirilecek. Bu enerji sektöründeki yatırım iştahını arttıracağı gibi, finansal sektörde de hareketliliğe yol açacaktır.
Coğrafyasında bir enerji üssü olma ve enerji açığını azaltmak gibi 2023 hedefleri ile direkt ilişkili olan EPİAŞ’ın kurulumu Türkiye için kilometre taşı olacaktır. 2023 hedeflerini gerçekleştirmek ve enerji arzı güvenliği açısından kaynak oluşturabilmek için vakit kaybetmeden hızlı ve doğru bir şekilde EPİAŞ’ın faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Bu da ancak dünyadaki diğer örnekleri tetkik edip dersler çıkartarak ve aynı saik hataları ülkemizde tekrarlamayarak mümkün olabilir. O nedenle, EPİAŞ’ın oluşumunda ülkemizdeki tecrübe ile beraber yurt dışı birikiminden faydalanmak son derece sağlıklı olacaktır. Türkiye, kültürü ve konumu itibariyle ticarete yatkın ve kolay adapte olabilen bir ülkedir. Planlı ve tüm resmi görebilen bir vizyon ile hareket edildiği taktirde EPİAŞ’ın en kısa sürede Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasına vesile olmaması için hiçbir neden yoktur.
Yazan: Engin Deniz / Enerji Sistemleri Mühendisi
Yayıncı: Enerji Gazetesi