Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 29 Ocak 2013
Dünya var olduğundan bu yana geniş çaplı iklim değişiklikleri yaşanmıştır. Son dönemlerdeki bu iklim değişiklikleri kutuplardan alınan buz kalıpları sayesinde analiz edilebilmektedir. Buz kalıpları 400.000 yıllık iklim değişikliği bilgilerini verir. Bu veriler karbondioksit ve sıcaklığın birbirine yakın bir ilişki içinde değişim gösterdiğini, aynı periyotlarda düşüp, yükseldiklerini gösteriyor. Hava sıcak olduğunda karbondioksit miktarının fazla, soğuk olduğunda ise karbondioksit miktarının az olduğunu biliyoruz. Geçmişte dünya ikliminin en sıcak olduğu dönemlerde karbondioksit miktarı en fazla 300 ppm (milyonda 300 molekül), en soğuk zamanlarda ise 180 ppm olmuştur.
Öncelikle, geçmişte iklimin değişmesine neden olan pek çok faktör vardı; güneş aktiviteleri, volkanik aktiviteler ve atmosferdeki gaz bileşimleri gibi. Isınma durumunda sıcaklık ve karbondioksit arasındaki ilişki ise şu şekilde gerçekleşiyordu: Dünyanın Güneş etrafındaki hareketindeki değişikliklerden dolayı okyanuslardaki sıcaklık arttığında okyanuslardan atmosfere salınan karbondioksit miktarı da artıyordu, bu salım ısınma gidişatını sürekli olarak artırıyor, bu da beraberinde yeniden okyanuslardan atmosfere karbondioksit salınmasına neden oluyordu. Bu geri dönüşümlü sistem buzul çağları ve buzul çağları arası dönemler için geçişi kuvvetlendiriyordu.
2012’ de Oregon State Üniversitesi, Yer bilimleri bölümünde çalışan JD. Shakun 20.000 sene önceki sıcaklık kayıtlarını inceledi, yaptığı çalışmada geçmişteki karbondioksit ile sıcaklık değişimleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkardı.
Elde edilen sonuçlarda:
- Dünyanın yörüngesel döngülerindeki değişimler 19.000 sene önce ilk ısınmanın oluşmasında etki gösterdi, bu da Kuzey kutbu üzerinde değişimlere neden oldu.
- Kuzey kutbunda ısınma buzulların erimesine neden oldu, sonucunda ise geniş oranda tatlı su okyanus sularına karıştı.
- Tatlı suyun artışı Atlas okyanusundaki sirkülasyonu engelleyerek, yarım küreler arası ısının inip çıkmasına neden oldu. Bunun sonucunda 18.000 yıl önce ilk olarak Güney yarım küre ve okyanuslar ısındı.
- 17.500 yıl önce Güney yarım kürede okyanus ısınmalarına paralel olarak okyanustan atmosfere karbondioksit salımı başladı.Bu yaşananlar sera etkisine sebep olurken atmosferin yeniden ısınmasına etki etti.
Tüm bu bulguların ışığında geçmişte de küresel ısınmanın %90’ının atmosferdeki karbondioksit miktarındaki artıştan sonra gerçekleştiği ispatlanmıştır.
Aşağıda bu çalışma sonucunda hazırlanmış olan grafiği göreceksiniz. Mavi çizgi yıllara göre küresel sıcaklıktaki değişimleri, kırmızı olan Güney yarım küredeki sıcaklık değişimlerini, sarı olan ise atmosferdeki karbondioksit miktarındaki değişimleri gösteriyor. Yukarıda bahsettiğim ilişki grafikten de açık bir şekilde gözlenebiliyor.
Tüm bunların yanı sıra, bulgulardan da anlaşıldığı üzere geçmişte oluşan sera etkisi ancak binlerce yılda oluşan değişimlerle meydana geliyordu.
Aşağıda yıllara göre sıcaklık ve karbondioksit miktarı değişimleri gösteren grafiği inceleyebilirsiniz. Mavi çizgi karbondioksit, kırmızı olan ise sıcaklık değişimlerini gösteriyor.
400.000 sene önce de sıcaklık ve karbondioksit miktarlarının aynı periyotlarda yükseldiğini ya da düştüğünü kolayca fark edilebiliyoruz. Son 600 ila 1000 yılda oluşan değişimlere bakıldığında ise tamamıyla aynı çizgide değişim göstermeye başladıklarını görüyoruz. Bunun sebebi ise geçmişte 180 ila 300 ppm arasında değişen atmosferdeki karbondioksit miktarının bugün 393 ppm civarında olmasıdır. Yani bugünkü duruma son 400.000 senedir rastlanmamıştır ve son dönemdeki küresel sıcaklık artışının esas sebebi budur.
Bu duruma neden olan şey ise 19. yüzyılda gerçekleşen Sanayi Devrimi ile birlikte petrol, kömür ve benzeri fosil yakıtların yaşamımızın bir parçası haline gelmesidir. Artan tüketim ihtiyacı ile birlikte enerji kaynaklarının kullanımı geniş çapta artış göstermiştir. Fosil yakıtların kullanımı sonucu atmosfere salınan sera gazları bir örtü etkisi yaratarak dünyaya gelen güneş ışınlarının dünyayı terk etmelerini engellemiş, atmosferi terk edemeyen güneş ışınları da dünyada kalıp hava sıcaklığının normal olmayan bir biçimde artmasına neden olmuştur.
Tüm bu etkilerin özellikle karbondioksit miktarındaki artışa bağlanma sebebi; atmosferdeki miktarının diğer tüm sera gazlarınınkinden fazla olmasıdır. Atmosferde kalma süresinin diğer sera gazlarının çoğununkinden fazla olduğunu da göz önünde bulundurursak, küresel ısınma için tehdit oluşturan en önemli etken olduğunu anlayabiliriz. Bu nedenle geçmişte ve bugün yaşanan sıcaklık değişimleri incelendiğinde karbondioksit miktarındaki değişim ile sıkı bir ilişki içinde olduğunu görebiliyoruz.
Özetle, küresel ısınmanın en büyük sebebi olan karbondioksidin atmosferdeki miktarı, Sanayi Devrimiyle beraber 3 kat artmış, bunun sonucunda ise küresel sıcaklık yaklaşık 0.8 santigrat derece yükselmiştir. Geçmişte milyonlarca yılda gerçekleşen bu artış atmosferdeki ısı dengesini bozarak, dünya üzerinde ciddi iklimsel değişikliklere sebep olmuştur. Dünyada daha sık yaşanmaya başlanan iklim felaketleri, karbondioksit salımına küresel çapta sınırlamalar getirilmediği takdirde daha tehlikeli boyutlara ulaşacak ve dünyayı geri dönüşü olmayan bir yola sürükleyecektir.
Belkıs Gökbulut
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Çalışma Grubu
Kaynak: Yeşil Ekonomi