Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ - Tarih : 28 Haziran 2014
Uluslararası enerji uzmanı Dr. Sohbet Karbuz, Kürtlerin petrol ihracatına başlayıp, paranın Halkbank’a yatmasıyla kendi geleceklerini kendilerinin belirlediğini söyledi. Karbuz’a göre petrol piyasalarında Kürtlerin yakın zamanda bağımsızlıklarını ilan edecekleri izlenimi oluştu.
IŞİD’in Irak’taki varlığı, Kürtlerin petrol üretiminin üçte birini karşılayan Kerkük’ün denetimini ele geçirmesi, Kuzey Irak petrolünü satmaları ve paranın Türkiye’deki Halkbank’a yatırılması… Paris merkezli Akdeniz Enerji Gözlemevi’nde direktör olan Dr. Sohbet Karpuz’a göre bu tabloda Kürtlerin eli güçlendi.
Karbuz, Irak’ın geleceğinin bilinmediğini ancak Irak ile ilgili bilinen iki nokta olduğunu anlatıyor:
“Birincisi, Maliki dönemi artık kapandı, onun yerine en kısa zamanda başkası gelecek. İkincisi de Kürdistan’ın durumu. Kürtler, stoklardan ihracata devam ediyor. Kürtler, Kerkük’ü aldıktan sonra piyasada oluşan izlenim yakın bir zamanda da artık Kürdistan’ın bağımsızlığını ilan edebileceği. Eğer Kürdistan bağımsızlığını ilan ederse bu, Irak’ın parçalanmasını tetikler. Eğer kargaşa devam etmezse piyasa açısından bu bölünme önemli olmaz.”
‘Kürtler yakında Kerkük’ten de ihracata başlar’
Karbuz, bundan böyle Kürtlerin geleceğini kendilerinin belirleyeceğini söylüyor, gidişatın Erbil-Ankara ilişkilerini de pekiştireceğini ifade ediyor:
“Burada Bağdat’a karşı Kürtlerin eline çok önemli bir koz geçti. IŞİD’in yaptıkları da Kürtlerin elini güçlendirdi. Önemli olan şu: Bağdat’ın onayı olmadan ihracat yapıldı ve Kürtlerin parası Halkbank’a yattı. Petrolü kimin aldığı önemli değil. Bağdat hükümetini daha önce takmayan Kürt yönetimi, Kerkük’ten de ihracata başlar. Ona başlamamaları için bir neden görmüyorum.”
‘Kürt petrolünü alanlar iyi para kazanacak’
Karbuz, Kürt petrolü ucuz olduğu için alıcılar açısından avantajlı olduğunu söylüyor:
“Alıcılar açısından çok iyi çünkü piyasadaki ürünlere göre ilk kargo çok çok iyi fiyata gitti. Şirketler daha ucuza ham petrol almak isterler. Bu petrolü alan şirketler iyi para kazanacaklar.”
‘Önemli olan ihracatın devamı’
Irak’taki gelişmeleri petrol piyasaları açısından değerlendiren Karbuz, önemli olanın ihracatın devamı ve Basra’nın yani güneyin güvenliği olduğunu vurguluyor. Irak’ın güneyinde üretimin yüzde 75’i yapılıyor. Basra’dan aylık ihracat 70-80 milyon varil, kuzeyde ise aylık 6-8 milyon varil.
Karbuz, IŞİD’in ele geçirdiği bölgelerin Irak’ın ham petrol ihracatına katkısı olmadığını da anlatıyor:
“IŞİD bu bölgede kaldığı sürece bir sorun olmaz. IŞİD’in aldığı bölgede üretim olması önemli değil, ihracata katkısı var mı, yok mu? Piyasadaki oyuncuların tek derdi ham petrolün ihracatı. Petrol ürünleri üretilip o petrol ürünleri yurtiçinde kullanılıyorsa piyasa açısından önemi yok. IŞİD’in aldığı rafineri de iç piyasaya çalışıyordu. Bağdat’ta her üç grubu bir arada tutacak uzlaşı hükümeti oluşur mu, oluşmaz mı, bu da kimsenin derdi değil. Önemli olan Basra’nın güvende olması çünkü ihracat oradan yapılıyor.”
“Akdeniz’de kimse finansmana bakmıyor, herkesle iddiaya girerim Akdeniz gazı 2017′de gelemez”
Dr. Sohbet Karbuz, Akdeniz petrollerine ilişkin de piyasada çok iyimser bir hava olduğu görüşünde. Karbuz, Türkiye’ye Akdeniz gazının gelmesi için her şeyden önce iki şartın gerçekleşmesi gerektiğini vurguluyor; İsrail ile siyasi ilişkilerin düzelmesi, Kıbrıs sorununun çözülmesi.
Karbuz, “Piyasada sanki yarın gaz gelecek gibi bir hava var. Herkesle iddiaya girerim ki gaz 2017’de gelemez. Bu şartlar gerçekleşse bile gaz en erken 2020-21’de gelir” diyor ve sadece siyasi gelişmelerin gazın ihracına yetmeyeceğini ifade ediyor:
“Her şeyden önce Leviatan sahası geliştirilmeli. Burada kritik olan Leviatan sahasıdır. Leviatan sahasının geliştirilmesi konusunda nihai yatırım kararı alınmadı. Belki önümüzdeki sene sonuna kadar alınmayacak. Ne Noble, Ne Delek şirketi o sahayı geliştirip kendi kaynaklarıyla LNG tesisi yapamazlar. Ne teknolojileri var, ne de mali durumları buna müsait. Güney Kıbrıs’a baktığınız zaman, ‘Biz doğalgaz hattını şu anda düşünmüyoruz’ diyorlar. Onlar için LNG tesisi yapmak önemli. Onu da yapamıyorlar. Güney Kıbrıs’ın Afrodit sahasında 110 milyar metreküp rezerv var. Bu 110 milyar metreküp ile bir LNG tesisi yapamazsınız. Leviatan’ın oraya gelmesi gerekir. Onun da takvimi yok. Yani nereden bakarsanız bakın gaz 2017’de 2018’de gelmez. Politikacılar politik olarak bakıyor ama Leviatan kolay bir saha değil. Finansmanı, sahanın geliştirilmesi, bunlara kimse bakmıyor.”
Haberin Devamı için tıklayınız>>>
Kaynak: Aljazeera