Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 16 Şubat 2022
Çevreci Enerji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Şallı, Son 10-12 yıl öncesine göre yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin ciddi anlamda arttığına dikkat çekti. Şallı bu durumun nedenlerini; yenilenebilir enerji mevzuatında yapılan değişiklikler, enerji politikalarının değişmesi, iklim krizi ile mücadele için ülkemizin taraf olduğu anlaşmalar, yatırım geri dönüş sürelerinin kısalması ve devlet teşvikleri olarak sıraladı.
Rüzgâr enerjisi sektöründeki yerlilik oranının yüzde 65’e ulaştığını belirten Çevreci Enerji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Şallı, “Mevcut durumda rüzgâr enerjisinde kurulu gücümüz 11 bin MW’ı buldu. Elektrik üretimi içindeki payımız ise yüzde 11-12. Türbin ve kanat teknolojisindeki gelişmeler doğrultusunda 100 bin MW’ın üzerinde bir potansiyele sahip olduğumuz bilinmekte. Şu an rüzgâr enerjisi sektöründe istihdam edilen kişi sayısı 15 bini geçmiştir” dedi.
Salgın süreci ve küresel enerji fiyatlarındaki artışları kendi kaynakları ile üretim yapan ülkelerin daha dirençli karşıladığına değinen Şallı; “Ülkemizin elektrik üretim kaynaklarına baktığımızda doğal gaz ve kömür ön plana çıkıyor ancak bu kaynaklarda ithalat oranımız da oldukça yüksek. Elektrik üretiminde dışa bağımlı olmamız bizi özellikle enerji arz güvenliği konusunda zor durumda bırakabilir” dedi.
“Rüzgâr ırmakları enerji açığımızı kapatabilir”
Rüzgâr enerji santrallerinin sürdürülebilir ve verimli bir şekilde elektrik üretebilmesi için rüzgâr ırmakları üzerinde kurulması gerekliliğinin altını çizen Şallı, “Özellikle Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Hatay illeri ön plana çıkmakta. Ancak teknolojinin gelişmesiyle daha düşük rüzgâr hızına sahip yerlerde de rüzgâr enerji santralleri kurulabilmekte. Genel olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik ülkemizin enerji açığını kapatabilecek güçtedir. Rüzgâr enerji santralleri kısa sürede kurulabilmekte olup tüm dünya tarafından çevresel etkisi en az olan elektrik üretim modeli olarak kabul edilmektedir. Araştırmalara göre sadece 1 MW rüzgâr enerjisi, konvansiyonel kaynaklara kıyasla yılda 1,500 ton karbondioksit, 6,5 ton sülfürdioksit ve 3,2 ton nitrojen oksit salınımını engelliyor. 10 MW’lık bir santral ortalama 3.139 konutun elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayabilir” diyerek sözlerini sürdürdü.
“Yanlış bilgiler, hem ülkemize hem de dünyamızın iklim krizi mücadelesine zarar vermekte”
Tolga Şallı, iklim krizi ile mücadelede en önemli gücümüzün yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretmek olduğunu belirterek bu doğrultuda tüm dünyanın yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini arttırdığına dikkat çekti. Rüzgâr enerjisi ile ilgili yanlış ve bilimsellikten uzak iddiaların ülkemize ve dünyamıza zarar verdiğinin altını çizen Şallı, “Ülkemizde her RES yatırımı onlarca mevzuata uyumlu olmak zorundadır. Ayrıca birçok kurum ve kuruluştan izin, onay veya görüş alınmaktadır.” şeklinde konuştu.