Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 06 Aralık 2015
Son dönemde Rusya ile yaşanan gerginlik sonrası, Rusya’nın doğalgazı kesebileceği söylemleri enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu bir kez daha hatırlattı. Doğalgaz ve petrolün neredeyse tamamını ithal ediyoruz. Doğalgazın yarısını Rusya’dan alıyoruz. Krizin derinleşmesi durumunda Rusya doğalgazı keser mi sorusunun cevabı ise merak konusu…
Konuyla ilgili yazılı açıklamada bulunan TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseseven, Türkiye’nin yerl
i ve yenilenebilir kaynaklarının zenginliğine dikkat çekerek, “Aslında yıllardan beri bahsettiğimiz tam da buydu. Bugüne kadarki açıklamalarımızda yer alan enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmalıyız, yerli kaynaklarımıza hızla yönelmeliyiz söylemlerinin doğruluğunu bir kez daha görüyoruz.” dedi.
Enerjide Dışa Bağımlıyız
Son on yıldır yenilenebilir enerjinin kullanılması ile ilgili büyük bir çabanın var olduğunu belirten Ataseven, 2006 yılında 51 MW olan rüzgar kurulu gücünün 2015 sonuna gelindiğinde neredeyse 4500 MW seviyesine çıktığını söyledi. Devletin rüzgar için verdiği desteklerin son dönemde yerli katkı ile birlikte iyice arttığının altını çizen Ataseven; “Rüzgarda epeyce ilerlemeler kaydettik. Fakat görüldüğü gibi yeterli değil. Bugün hala yurtdışına bağımlıyız. Bizim biran önce yerli kaynak kullanımını arttıracak projelere ağırlık vermemiz gerekiyor.” Dedi.
Dünyadaki birçok ülkenin yatırımlarını rüzgar enerjisine çevirdiğine vurgu yapan Ataseven, Çin’in sadece geçen yıl işletmeye aldığı rüzgar kurulu gücünün 23.351 MW, Almanya’nın ise 5.279 MW olduğuna değindi.
Danimarka’nın 1970’lerde yaşanan petrol krizi sonrasında rüzgara hızla geçiş yaptığını ve şu anda enerji tüketimlerinin %39’unu rüzgardan karşılar duruma geldiğini belirten Ataseven şunları söyledi : “Bazen krizler bulunduğunuz durumun farkına varmak ve bu durumdan kurtulmak için muhteşem çözümler ortaya koyabildiğiniz zamanlardır. Belki Rusya ile yaşanan bu kriz, bize bulunduğumuz durumu hatırlatan bir fırsat olur. Ülkemizin potansiyeli düşünüldüğünde, sanayicilerimizin tecrübesi göz önüne alındığında, rüzgarda daha hızlı bir ilerleyiş mümkün görülüyor. Bu noktada hem iklim değişikliği ile mücadelede, hem de dışa bağımlılığın azaltılmasında, baş rol oyuncusu olmayı hak eden rüzgar enerjisi için atağa geçmenin tam zamanı diye düşünüyoruz.”
Kaynak: Bültenler
