Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 18 Eylül 2017
Sabancı Holding, topluluğun yürüttüğü faaliyet ve projelerin sürdürülebilirlik performansını inceleyen üçüncü sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. Sürdürülebilirlik performansını daha ileri seviyelere taşımak için önemli bir iletişim aracı olan rapor, Holding’in BM Kadını Güçlendirme İlkeleri Bildirisi, İşte Eşitlik Platformu ilkeleri, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ilkeleri gibi taahhütleri ışığında uluslararası GRI İlkeleri temel alınarak hazırlandı.
Faaliyet gösterdiği her işkolunda ve her coğrafyada çevreye ve topluma duyarlı hareket eden Sabancı Holding, 1 Ocak- 31 Aralık 2016 tarihleri arasında Sabancı Holding, yürüttüğü faaliyet ve projelerin sürdürülebilirlik performansını inceleyen üçüncü sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. Rapor ilk sürdürülebilirlik raporunu takiben iletilen geribildirim ve görüşlerin sistematik olarak değerlendirilmesi ışığında; ikinci raporda olduğu gibi uluslararası GRI İlkeleri temel alınarak, GRI G4 Temel (Core) seviyesinde hazırlandı. Raporda ayrıca Holding ve Topluluk Şirketlerinin finans dışı performansları ve çalışmaları da yer alıyor.
Faaliyetlerini imzacısı olduğu BM Kadını Güçlendirme İlkeleri Bildirisi, İşte Eşitlik Platformu İlkeleri ve Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ışığında, uluslararası standartlara uygun olarak yürüten Sabancı Holding’in hazırladığı Sürdürülebilirlik Raporu Topluluğun global iş yapış anlayışını net bir şekilde yansıtırken, şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışını da ortaya koyuyor.
2015 yılı sonunda iklim değişimi ile mücadele konusunda 195 ülkenin hükümetleri tarafından imzalanan Paris İklim Anlaşması’nın ve küresel temel sorunlara 2030 yılı itibari ile çözüm getirebilmek için oluşturulan BM Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (SKH), sürdürülebilirlik çalışmalarını küresel platformda destekleyecek önemli kilometre taşları olduğunu belirten Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen Topluluğun sürdürülebilirliğe bakışı ile ilgili ise şunları söyledi: “Holding olarak, kurumsal dünya vatandaşı olmamızın verdiği sorumluluk bilinciyle sosyal adaletsizlik, iklim değişikliği, kısıtlı kaynaklar, atıklar gibi küresel sorunlara sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımımızla, başta tüm Sabancı Topluluğu şirketlerimize, paydaşlarımıza ve tüm iş dünyasına rol model oluyoruz. Sürdürülebilirlik kültürünün yayılmasında yapmış olduğumuz öncülük artarak devam etmektedir. Sabancı Holding Kasım 2014 itibariyle BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde de yer almaya başladı. İklim konusundaki çalışmalarımıza, özellikle sanayi alanındaki şirketlerimizde ciddi yatırımlarla devam ediyoruz. Şirketlerimizin; örnek çalışmaları her geçen gün artarak devam ediyor. Topluluğumuzdaki iyi örnekleri tüm şirketlerimize yaygınlaştırmayı önceliğimiz olarak görüyoruz”.
İnsana ve topluma fayda sağlamada ve daha iyi bir dünya ve gelecek için Topluluk genelinde yürütülen tüm çalışmalarda emeği geçenlere de teşekkür eden Göçmen, Topluluk olarak sürdürülebilirlik anlayışını tüm değer zincirlerinde yaygınlaştırmaya ve toplumsal katkıyı artırmaya devam edeceğine olan inancının da altını çizdi.
Sabancı Topluluğu’nun sürdürülebilirlik öncelikleri olarak belirlediği enerji ve emisyon yönetimi, atık ve su yönetimi, çalışan eğitimi ve gelişimi, toplumsal gelişime katkı, iş sağlığı ve güvenliği, İş’te çeşitlilik ve eşitlik, doğal kaynakların verimli kullanımı konuları raporlama çalışmasının temelini oluşturuyor. Topluluk şirketlerinin kendi sürdürülebilirlik performanslarını değerlendirdikleri şirkete özel raporlamaların yanı sıra, Holding’i, bütünleyici bir yaklaşımla toplu olarak değerlendiren bu rapor, farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin konsolide performanslarını ortaya koyması bakımından önem taşıyor.
Raporda, Sabancı Holding’in belirlediği ana stratejiye paralel olarak tüm Topluluk şirketleri birbirleriyle bu konudaki deneyimlerini ve başarılı uygulamalarını da paylaşıyorlar. Bu açıdan bakıldığında rapor, Topluluk şirketlerinin performansını toplu ve karşılaştırmalı olarak görebilmek, sürdürülebilirlik anlamında öncelikli ve potansiyel alanların belirlenmesi, geleceğe yönelik stratejilerin oluşturulması için de bir temel oluşturuyor.