Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 13 Ocak 2014
OECD Çevre Raporu’na göre Türkiye sera gazı salımındaki ve motorlu taşıt kullanımındaki artışta ikinci sırada. İklim Ağı ve 350 Ankara aktivisti Algedik “Fosil yakıt tüketimini teşvik eden politikalar iklimi ve çevreyi tehdit ediyor” dedi.
OECD üyesi ülkeler arasında 1990’dan bu yana “çevre korumaya saygı eğiliminin” ölçüldüğü “OECD Bir Bakışta Çevre 2013 Raporu” yayınlandı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında sera gazı salınımı artışında ikinci ülke oldu. Rapora göre 1990’dan bu yana sera gazı salınımını en fazla artıran OECD ülkesi yüzde 128 artışla Kore olarak belirlenirken, Türkiye yüzde 115 artışla ikinci sırada geliyor. OECD ülkeleri arasında motorlu araç sahipliğindeki artış oranları sera gazındaki artışla parallellik gösterdi. 1990’dan bu yana motorlu araç sahipliğindeki artışta Kore yüzde 470 oranla başı çekerken, Türkiye yüzde 245 oranla ikinci sıraya oturdu. Rapora göre Türkiye’de 2011’den bu yana 11 milyon 266 bin motorlu araç dolaşıma girdi. OECD genelinde sülfür oksit ve azot oksit salınımları düşerken, hava kirliliğine neden olan bu gazların salınımı Türkiye’de devasa oranlarda arttı.
OECD Raporu’nu değerlendiren İklim Ağı ve 350 Ankara aktivisti Önder Algedik Türkiye’nin motorlu araç kullanımını teşvik eden politikalarının hem iklim değişikliğine neden olan sera gazının artışında hem de hava kirliliğine neden olan azot oksit artışında rapora yansıdığını belirtti. Algedik, “OECD Raporu, gelişmiş enerji yoğun ekonomiler arasında yapılmış bir çalışma. Türkiye’de sera gazında çok ciddi bir artış söz konusu.
Şu an bilim 1990 yılına göre salımlarımızı 2020’ye kadar yüzde 40 mertebesinde azaltamız gerektiğini söylüyor. Ancak Türkiye 2011 yılında 1990 yılına göre sera gazı salımını yüzde 124 artırdı. Rapor bunun nedenlerini ortaya koyuyor. Araç sahipliğindeki artışta ikinci sıradayız ve daha fazla otomobil merkezli bir ekonomiye sahibiz. Şehir içi otoyollar, duble yollar, toplu taşımanın öldürülmesi bunun nedenleri arasında. Azot okistteki artış da otomobil kullanımındaki artışın başka bir sinyali. Demek ki hem iklimi değiştiriyoruz, hem de çevreyi kirletiyoruz” dedi.
Kişi başı enerji arzı artışında 4. sıradayız
Türkiye, 2012 itibarıyla kişi başına enerji arzında OECD sonuncusu olarak belirlendi. Ancak rapora göre Türkiye, 1990’dan bu yana Kore, İzlanda ve Şili’den sonra kişi başına enerji arzını en çok artıran dördüncü OECD ülkesi oldu. Kişi başına enerji arzı 1990-2011 arası Kore’de yüze 177, İzlanda’da yüzde 175, Şili’de yüzde 131, Türkiye’de yüzde 116 arttı. Algedik, “Enerji üretiminde kişi başına sonuncuyuz; çünkü ekonomimiz diğer ülkeler kadar enerji yoğunluklu değil.
Ancak kişi başı enerji arzındaki artışta 4’üncü olmamız, Türkiye’nin büyümesinin tamamen enerji yoğun olmasından kaynaklanıyor. Türkiye’nin enerji yoğunluğu 1990’lardan bu yana değişmedi. Hem enerji tasarrufu hem de enerji verimliliği açısından skorumuz gayet kötü. Sera gazları yüzde 80’i enerji kaynaklıdır. İklim ve çevre dostu bir ülke olmak için hem fosil yakıtlardan vazgeçmeli, hem de enerjiyi verimli kullanmalı ve enerji tasarrufu yapmalıyız” dedi.
Yazan: Olgu KUNDAKÇI
Kaynak: Birgün