Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 27 Nisan 2019
Her geçen gün azalan mevcut enerji kaynaklarımızı daha verimli kullanabilmenin yollarına ilişkin farkındalık oluşturmayı temel misyon olarak belirleyen Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği VERİMDER’in Anadolu Buluşmaları’nda sekizinci durak Eskişehir oldu.
Gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmanın yanı sıra ekonomik kalkınmanın da en büyük simgesi haline gelen enerji verimliliği konusunda detaylı açıklamalarda bulunan VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, “Günümüzde enerjiyi verimsiz kullanma ve ısı kaybından kaynaklanan Dünya ölçeğinde oluşan milyarlarca dolardan bahsedebiliriz. Ev ekonomisinde tasarrufun en büyük kaynağı enerji verimliliği ve ısı tasarrufu desek hiç abartmış olmayız. Bu bilinç, sadece bugünün değil geleceğinde ekonomik ve çevresel yapı taşlarından biridir. Enerji verimliliği ve ısı tasarrufu bir hak ve sorumluluktur” dedi.
Ülkemizdeki kısıtlı enerji kaynaklarını daha verimli kullanmak ve gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak amacıyla kurulan Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği – VERİMDER, Türkiye’de enerji tasarrufu ve ısı yalıtımı konularında ses getiren projelerine devam ediyor.
Kamu kurumları, bürokrasi, üniversiteler, medya, inşaat – enerji sektörleri ve kanaat önderlerini bilgilendirme amacıyla bugüne kadar Türkiye’nin pek çok ilini Anadolu Buluşmaları kapsamında ziyaret eden VERİMDER’in yeni durağı Eskişehir oldu.
Eskişehir’de katılımcıların yoğun ilgisi ile gerçekleşen toplantıda, “Yalıtımın hem doğa hem de ekonomiye katkısı”, “yalıtım konusunda doğru bilinen yanlışlar” ve halkın sürekli sorguladığı “yapı malzemesi mi yalıtım malzemesi mi?” gibi merak edilen konular masaya yatırıldı.
2018 yılından bu yana Türkiye’nin pek çok ilinde düzenlenen Anadolu Buluşmaları ile kamuoyuna ulaştıklarını ifade eden VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin; “Bugün sekizinci kez düzenlediğimiz Anadolu Buluşmaları, gittiğimiz her ilde ilgili herkesin merakla beklediği ve aslında enerji verimliliği ve ısı yalıtımı hakkında bildikleri çoğu bilginin yanlış olduğunu gözlemlediği bir etkinlik halini aldı. Bunun nedeni ise yalıtım konusunda daha bilinçlenen bir kamuoyunun varlığı. Çünkü biliyoruz ki dünyamızdaki enerji kaynakları giderek azalıyor. Sürdürülebilir bir kalkınma modeli ile çevremizi korurken, tüketicilerin yaşam kalitesini de aynı seviyede devam ettirebiliriz. Gelişmiş ülkelerin birincil önceliği fosil yakıt tüketimini bırakarak, enerji verimliliği alanında eylem planı yapmak. Bu acil durum çağrısına bizler de duyarsız kalamayız. Elimizde var olan enerji kaynaklarını gelecek nesillere bırakabilmenin yolu enerji tasarrufundan geçiyor. Enerji verimliliği ve tasarrufu denince ilk akla gelen yöntem, binaların dış cephelerine yalıtım uygulanmasıdır. Burada uygulamadan ziyade bir sistemden bahsetmeliyiz. Tekniğine uygun bir ısı yalıtımı uygulaması ile yaklaşık %50 enerji tasarrufu sağlanabilmektedir. Bunun yanı sıra binaların görünümü güzelleşirken yapının korunmasına da katkı sağlanmaktadır” dedi.
ISI YALITIMI İLE FATURALARDA YARI YARIYA DÜŞÜŞ MÜMKÜN
Isı yalıtımı konusunda çarpıcı açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Emre Alkin, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ürettiğimiz enerjinin büyük bir kısmını binaları ısıtma ve soğutma için kullanıyoruz. Ancak kullanılan bu enerjinin neredeyse %80’i boşa gidiyor. Dernek olarak yaptırdığımız analizlerde gördük ki, binalarda yapılan ısı yalıtımı uygulamaları ile ısıtma ya da soğutma için harcanan tutarlarda yarı yarıya düşüş gözlemleniyor.”
ISI YALITIMI YALNIZCA ISITMA İÇİN DEĞİL SOĞUTMA İÇİN DE KULLANILMALI
İklimlendirme uzmanlarına göre, ısı yalıtımı hala kamuoyu tarafından yalnızca binayı ısıtmak için kullanılan bir yapı malzemesi olarak düşünülüyor. Bu yanlış algılama, enerji verimliliği ve ısı tasarrufu konusundaki en önemli engellerden biri… İklimlendirme uzmanları konuya ilişkin yaptıkları açıklamalarda şu önemli değerlendirmeleri yapıyorlar:
– Özellikle konutlarında ısı yalıtımı olmayan her 10 kişiden 6’sı, ısı yalıtımının sadece soğuktan korunmak için yapıldığını düşünmektedir.
– Akdeniz gibi sıcak iklimlere sahip bölgelerde ısı yalıtımına duyarlılık bu nedenle diğer bölgelere göre daha düşük. Oysaki ısı yalıtımı, ısı kaybını minimuma indirerek evlerin kışın sıcak yazın ise soğuk kalmasını sağlar. Bunu yaparken evin bölümleri arasında dengeli oda sıcaklıkları yaratır.
– Binalarda küf ve mantar oluşumunun önüne geçilirken, binayı dış dış etkenlerden koruduğundan; onarım masrafları düşürülür. Öte yandan binanın beton içindeki demirlerinin paslanmasını önleyerek, binaların depreme karşı daha dayanıklı olmasını sağlar.
– Tüm bunları sağlarken bir dış mekân uygulaması olduğu için iç mekânda alan kaybı yaşanmaz ve dış cephede estetik bir görüntü elde edilir.
Yakıt tüketimi azaltılarak, çevre kirliliği ve küresel ısınmaya karşı pozitif yönde etki sağlanır.