Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 07 Temmuz 2014
Elektrik hırsızlığının karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülmesi ve mahkemelerce de ceza verilmesine yer olmadığına karar veren Yargıtay, mühür bozma suçlarından ceza alan ve sicillerine işleyen vatandaşların ise kayıtlarının silinmesine karar verdi. Yargıtay’ın bu kararı dağıtım işini yapan doğalgaz, su gibi özel şirketlere de emsal olacak.
Samsunda yaşayan Lütfi Kara, mühür bozma suçundan Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 3 bin lira adlî para cezasına çarptırıldı. Lütfi Kara, karara itiraz etti. Dosya Yargıtay’a gönderildi. Kararı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesi, ihaleyle elektrik dağıtım işini alan özel şirketlerin mühürleme yapmasının yasalara aykırı olduğunu ve mahkemelerin ise “elektrik hırsızlığının karşılıksız yararlanma” suçundan ise ceza verilmesine yer olmadığına karar vererek, yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay, mühür bozma suçlarından ceza alan ve sicillerine işleyen vatandaşların ise kayıtlarının silinmesine karar verdi.
Yargıtay Ceza Dairesi kararında, “Anayasa’nın 38. maddesine göre (kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.) Kanunun ‘Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi’ başlıklı maddesinde de vurgulanmış ve ‘İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz’ hükmüne yer verilmiştir. Kamu güvenine karşı suçlarda da ‘mühür bozma’ suçunun konusu, kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin olduğu gibi korunması veya üzerinde değişiklik yapılmaması için konulan mühürdür. Suçla korunan değer, kamu idaresinin, dolayısıyla devletin otoritesidir. Kanunla verilmiş yetkiye dayalı olarak ve usulüne uygun bir şekilde yetkili makam tarafından konulan mührün kaldırılması ya da konuluş amacına aykırı hareket edilmesi ile mühür bozma suçu oluşur” denildi.
Ceza Dairesi kararında, “Devlet daha önce, elektrik dağıtım ve satışın Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile bunlara bağlı müessese ve ortaklıklar eliyle gerçekleştirirken, bu hizmet özelleştirme uygulamaları kapsamında, dağıtım ve perakende satış lisansı sahibi özel hukuk tüzel kişileri olan şirketlere devredilmiştir. Elektrik ve Doğalgaz’ın dağıtım ve satışının Kamu İktisadi Teşebbüsleri tarafından gerçekleştirildiği dönemde ve özelleştirme programının yürütüldüğü sürece, usulsüz veya kaçak kullanımların tespiti üzerine usulünce yapılan mühürleme işlemine aykırı davranışların, TCK’nun 203. maddesi kapsamındaki suçu oluşturduğu tartışmasız ise de bunların dağıtım ve satışının, özelleştirme uygulamaları sonucu lisans sahibi özel şirketlere devredilmesinden sonra, özel şirket yetkililerince yapılan mühürleme işlemi ve buna aykırı davranışların ceza hukuku açısından değerlendirilmesi gerekmektedir” ifadesine yer verildi.
Yargıtay kararında, “özelleştirme uygulamaları hakkında Kanun’un ilgili maddelerine göre bu kanun hükümleri gereğince özelleştirme programına alınan kuruluşlar özel hukuk hükümlerine tabi olup, bunlar hakkında varsa kendi kuruluş kanunları ile diğer kanunlarda yer alan bu Kanuna aykırı hükümler ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanmaz” denildi.
Mühürleme yetkisi yok
Kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağını belirten Yargıtay, “mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunması zorunludur. Kanunen özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında da, TCK’nun 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.”
Haberin Devamı için tıklayınız>>>
Kaynak: Sabah