Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, HES & HİDROELEKTRİK SANTRALİ - Tarih : 04 Eylül 2013
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, doğalgaz fiyatları yükselmesine rağmen, mevcut hidroelektrik santraller sayesinde elektrik fiyatlarını düşük tutabildiklerini söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, NTV canlı yayınına katılarak gundeme ve enerji sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 3 temmuz’da Mısır’da yaşanan askeri darbeyle beraber 103 dolarlar seviyesindeki petrol fiyatlarının 117 dolarlara kadar yükseldiğini hatırlatan Bakan Yıldız, şu anda fiyatların 113 dolar rakamına gevşediğini söyledi.
Siyasi istikrarsızlıkların en olumsuz etkilediği sektörlerden birisinin enerji olduğunu ifade eden Bakan Yıldız, “Ham petrol ve doğalgazın, dünyada hâlâ toplam primer enerji kaynaklarının yarısını oluşturuyorolması, kömürle beraber yüzde 85’ler civarındaki bir kaynağı oluşturuyor olması, buradaki en açıklayıcı cümlelerden bir tanesi” dedi.
Taner Yıldız, Mısır`dan kaynaklanan siyasi istikrarsızlıkla birlikte özellikle Akdeniz’e açılan Süveyş kanalıyla beraber gerek Türkiye’nin gerekse dünyanın bazı konumlarında değişiklikler olduğunu söyledi. Dünyada halen günlük petrol tüketiminin 90-91 milyon variller civarında olduğunu anlatan Taner Yıldız, bunun 9.5-10 milyon varilini yalnızca Suudi Arabistan`ın ürettiğini ve dünyadaki petrol ticaretinin neredeyse yüzde 10’una karşılık gelen bir miktarın Süveyş kanalından geçtiğine dikkat çekti.
Bakan Yıldız, petrol ihtiyacını İran, Suudi Arabistan ve Irak`tan karşılayan Türkiye`nin de, bu petrolün yarısını Süveyş kanalı üzerinden aldığını vurguladı. Süveyş kanalının herhangi bir tehlikeye maruz kalacağı kanaatinde olmadığını belirten Bakan Yıldız, “Buna yalnızca Türkiye değil aslında birçok bölge ülkesiyle beraber dünyadaki dinamiklerin müsaade etmeyeceği kanaatindeyim. O noktalara da taşınmayacağını ön görüyoruz” diye konuştu.
Şu anda Mısır`dan çok Suryie`nin ön planda bulunduğunu belirten Bakan Yıldız, kendi ihtiyacını da karşılayamayacak bir petrol üretimine sahip Suriye`nin de dünyadaki petrol üretimini, arz ve talep dengesini değiştirebilecek bir ülke olmadığını kaydetti.
BİZE NE MISIR`DAN SURİYE`DEN DİYEMEYİZ
Buna rağmen Suriye`deki gerginliğin, bütün vatandaşların hayatının her noktasına varıncaya kadar yansıyacağının kesin olduğunu anlatan Bakan Yıldız şöyle devam etti:
“Biraz önce onu söyledim, normalde arz güvenliğini tehdit etmeyecek rakamlar kesintiye uğramasına rağmen yüzde 10’lar civarında bir fiyat artışı oldu. Bunun Türkiye’ye bir aylık maliyeti 300 milyon dolarlar civarında. Yani Mısır’daki darbenin bize ne tesiri var, bize ne oradan, bizi ilgilendirmiyor diyenlere de açıkça söylüyorum, bize çok fazla tesiri var. Hele hele 910 kilometre sınırı olan bir komşu, kardeş Suriye ile oluşan gerginliğin bize çok fazla tesiri var, bunları bilmemiz lazım.”
Bakan Yıldız, Ortadoğu`da, Mısır`da ve özellikle Suriye`deki sürecin Türkiye`nin Rusya ve İran`la olan enerji ilişkilerine etkisini de değerlendirdi. Bakan şunları söyledi:
“Şimdi her iki ülkenin de kurumsal hafızası enerji işleriyle, siyasi görüş ayrılıklarını ayırt edebilecek durumdadır. Bizim Suriye konusunda Rusya ile aynı şeyleri paylaşmadığımız aşikar. Bundan sonra da aynı görüşleri paylaşamayabiliriz. Aynı şeyleri düşünecek halimiz de yok, olmaya da bilir. Ama buna rağmen doğalgazla alakalı ticarette bir hibe söz konusu değil. Biz doğalgazı alıyoruz, karşılığında döviz ödüyoruz. Yani her iki ülkenin de çıkarlarını ön plan tutan konular var. Ham petrolle alakalı konular da öyle. İran büyük bir devlet. Türkiye de büyük bir devlet. Her iki ülkenin tarihi bu konuları ayrıştırmayı aslında zorunlu hale getirmiş.”
AKARYAKIT FİYATLARI
Petrolde mevcut fiyatların (113 dolar/varil) sürdürülebilir olduğu kanaatinde olmadığını vurgulayan Bakan Yıldız, “Hatırlarsanız 3 gün kadar önce Fransa’da bir banka 150 dolarları bulabilir dediğinde ben bunu spekülatif hatta manipülatif bulduğumu paylaşmıştım. 117 dolarlardan tekrar gevşemeye başladı” diye konuştu.
Tüketimin arzla çok alakalı bir şey olduğunu anlatan Bakan Yıldız, bugün Hindistan’daki ilgili bakanlığın, henüz bu doğrultuda bir karar almasa da (geceleri benzin istasyonlarını kapatalım, cari açıktaki paylarını azaltalım tüketimi böylece tersine tahrik etmiş olalım, yani tüketim azalsın) diye düşündüğünü hatırlattı.
ÜRETİM TARAFINI KONTRAL ETMEK
Türkiye`nin tüketimle değil, üretimle alakalı tedbirlerle bu işi yapmaya çalıştığını anlatan Bakan Yıldız şöyle devam etti:
“Tüketimde vatandaşımız istediği tercihi kullanabilir ama biz şunu tavsiye ediyoruz, arzla alakalı herhangi bir sıkıntımız yok ama israf etmeyelim paramızın çok olması bizim tasarruf yapmamıza mani olmamalı.”
“Ben isterim ki bu fiyatlar düşsün” diyen Bakan Taner Yıldız, ham petrol fiyatlarının ne seviyede olması gerektiğine ilişkin görüş ve öngörülerini de paylaştı. Yıldız şunları ifade etti:
“Ön gördüğüm fiyatlarsa, mutlaka eski halini alacağı, uluslararası siyasi istikrarsızlıklardan kaynaklanan yapının kendini bırakacağını umuyorum. En az 10-12 dolar daha düşük olmalı. Üretici 200 dolara da satmak ister ama her arttırdığı fiyatın tüketimi olumsuz etkilediğini görüyorlar. Bunun optimal bir noktası var, sürekli onu deniyorlar. Diyelim ki 130 dolardan satsa ne olur? 91 milyon varillik günlük tüketim bekli de 75 milyon varile düşer.”
PETROLDEKİ ARTIŞ AKARYAKITA HIZLICA YANSIYOR
Çıplak maliyetleriyle birlikte kendi ayakları üzerinde yürüyebilen, hatta koşabilen bir piyasa oluşturmaya çalıştıklarını anlatan Bakan Taner Yıldız, “Ham petrol fiyatları yükseliyorsa fiyatlar yükseliyor; ham petrol fiyatları düşüyorsa fiyatlar düşüyor. Akdeniz’de AB üyesi dört ülke var Cenova piyasası İtalya’da oluşan ham petrol ürünleriyle alakalı piyasadaki her türlü değişim bu dört ülkeyle beraber değerlendiriliyor ve hızlıca rakamlara yansıtılıyor” dedi.
ELEKTRİK FİYATLARINI SU AŞAĞIDA TUTUYOR
Elektrik fiyatlarının, üreticilerin daima ucuz, tüketicilerin de pahalı bulduğu bir kalem olduğunu anlatan Bakan Yaldız “Ama bunun bir piyasa değeri vardır” dedi. Bakan Yıldız şu değerlendirmelerde bulundu:
“Şimdi bakın doğalgaz ile beraber bunu işleyelim. Biz 28 tane AB üyesi ülke arasında doğalgazı en ucuza alan ülke değiliz ama doğalgazı en ucuz satan ülkeyiz. Nasıl oluyor bu? Biz yerli kaynaklarımız ile zaman zaman iyi niyetlerle zaman zamanda böyle manipülatif hareketlerle karşı çıktığımız su, rüzgar, güneş, jeotermal, kömür kaynakları gibi yerli üretimden ürettiğimiz elektrik fiyatları ile biz bunları balans ediyoruz. Eğer bizim o karşı çıktığımız su santrallari olmasaydı şu anda doğalgaza gelen yüzde 10-12’lik maliyetimiz üzerindeki rakamı yansıtmak zorunda kalırdık.”
Kaynak: Enerji Günlüğü