Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 27 Mayıs 2016
Dünyada kullanılan güneş enerjisi 228 bin megavatı aştı, Türkiye ise 249 megavata yeni ulaştı. Güneşten en çok faydalanan Almanya 2050’de elektriğin yüzde 80’ini yenilenebilir enerjiden üretecek. Ülkemizin elektrik gücü içinde güneşin payı binde 3.
‘Almanya o kadar çok yenilenebilir enerji üretti ki elektriği bedava dağıtmak zorunda kaldı’, ‘Danimarka’nın rüzgâr enerjisi üretimi ulusal talebini aştı’. Bu gibi başlıkları artık uluslararası basında sıkça okuyoruz. Sayıları giderek artan bu minvaldeki haberler eşiğinde olduğumuz yeni bir çağın habercisi: Yenilenebilir enerji çağı! Türkiye ise ne yazık ki yerkürenin geleceğini belirleyecek bu çağı yakalamaktan çok uzak. Bu durumun matbaanın icadından yüz yıl sonra Osmanlı Devletinde kullanılması bir ironiye sebep olması kaçınılmaz!
Güneş, rüzgâr, su, biokütle ve jeotermal kaynaklardan üretilen enerji yenilenebilir olarak adlandırıyor. Gelişmiş ülkeler hızla güneş ve rüzgâr enerjisine geçiş yapıyor. 2015’de dünyada güneşten elektrik üretiminde 51 bin megavatı (MW) yeni kurulumla 228 bin MW’ı aştı. Türkiye’ye baktığımızda 249 megavata henüz ulaşıldı. Üstelik hükümetin uzun yıllardır gerçekleştirmediği lisans ihalelerini bypas eden lisanssız güneş enerjisi santralleri ile. Bir bakıma özel sektör hükümete rağmen ‘güneş’ demeye çabalıyor. 2015 sonu itibarıyla toplam 2 bin 345 MW gücünde 2 bin 750 adet lisanssız güneş enerjisi santral projesi onaylandı.
Türkiye’nin rüzgâr santrallerdeki durumu enerji dönüşümü yapan ülkelere göre çok çok gerilerde olmasına rağmen umut verici. 2015 itibarıyla toplam kurulu kapasite bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 25 artarak 4718 MW a ulaştı. Geçtiğimiz sene yapılan 3 bin MW’lık rüzgâr lisansı ihalesine 42 bin MW’lık teklif gelmesi başka söze hacet bırakmayan bir vaka. İlk yatırım maliyeti fosil yakıtlara göre yüksek. Ancak bu durum teknolojinin gelişmesiyle hızla değişiyor. Yapılan araştırmalara göre güneş panellerinin maliyeti watt başına maliyeti 2014’te 2.16 dolar olan maliyeti yüzde 40 düşüşle 1,24 dolara gerileyecek.
Yatırımların başladığı 1990’lar ve 2000’in başlarında sürdürülebilir olması için fosil yakıtlara göre daha yüksek fiyattan alım garantileri verildi. Yenilenebilir enerjinin piyasa şartlarında gelişimi hükümetlerce frenlendi.
Almanya bu süreci devletin direk sektöre yaptığı destekler ve tüketiciye koyduğu küçük bir yenilenebilir enerji vergisi ile geçti. Türkiye’deki tüketicinin fatura bedelinin yarısına yaklaşan dağıtım bedeli karşılaştırıldığında Almanların ödediği yenilenebilir enerji vergisi devede kulak kalıyor.
Almanya Türkiye’nin Kurulu kapasitesi kadar elektriği sadece güneş ve rüzgârdan üretiyor. Fosil yakıtlara göre çok daha fazla istihdam sağlayan yenilenebilir enerji sektöründe 500 bin kişiyi iş ve aş sağlıyor. 2020’de 17 nükleer santralini kapatacak olan Almanya, 2050’de elektriğinin yüzde 80’ini yenilebilir kaynaklardan sağlayacak.
Dönelim Türkiye’ye. Ak Parti 2002 Seçim Beyannamesinde; “ Yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarına yönlenecektir” ifadesine yer vermişti. Ne yazık ki aradan geçen 14 senenin sonunda enerji ihtiyacının yüzde 94’ünü fosil yakıtlardan sağlıyor.
Almanya’dan daha çok güneş alıyoruz ama!
Türkiye, 2 bin 738 saat güneşlenme süresiyle bu zenginliğini kullanamıyor. Anadolu ortalama günde 7,5 saat güneşleniyor. Bu rakam Almanya’dan yüzde 60 daha yüksek. Bu nimete rağmen Almanya’nın güneş enerjisi kurulu gücü 40 bin MW’ı aşarken 2015 sonunda 249 MW oldu. Almanya’nın binde 6’sındayız, iyi mi?
Türkiye’nin 73 bin MW’lik toplam kurulu elektrik gücü içinde güneşin payı sadece binde 3! Türkiye’nin güneşten elektrik enerjisi üretim potansiyelinin en az 500 bin megavat. WWF Güneş Atlasına göre, toplam 790 km²’lik bir alana yayılacak güneş modülleriyle Türkiye’nin şu andaki elektrik ihtiyacının tamamını karşılamanın mümkün.
Paris’te 2016 başında yapılan İklim Zirvesi’nde ülkelerin iklim değişikliğine sebep olan fosil yakıtların sınırlandırılması konusunda anlaşması yenilebilir enerjiyi daha da öne çıkarıyor. Türkiye’nin hem bu anlaşmayı imzalayıp ardından kömür santrallerine ağırlık vermesi büyük bir tezat. Üstelik sağlık ve çevre maliyetleri hesaba katıldığında fosil yakıtlara dayalı enerji üretimi çok daha ağır bir fatura çıkarıyor.
GÜNEŞ ÇAĞI BAŞLADI!
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve EUROSOLAR (Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, fosil çağının bittiğini artık dünyanın güneş çağına girdiğini belirtiyor. Bugünkü kritik sorunun “Ne kadar hızlı yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçeceğiz?” olduğunu belirten Prof. Uyar, bu soruya verilecek cevabının Türkiye’nin geleceğini belirleyeceği uyarısında bulunuyor. Hükümetlerin yenilebilir enerjiye geçişte niye bu kadar ağır davrandıkları sorusuna Prof.Dr. Uyar’ın, ilginç bir karşılık veriyor: Başka ülkelerden kredi alıp, terk edilmiş teknolojileri ülkemize getiriyorlar. Uyar, Rüzgâr ve güneş enerjisi ile elektrik üretimi; kaynağı ücretsiz en ucuz üretim yöntemi olduğunu belirtiyor.
Güneşten üretilen elektriğin kilovatı 9 kuruşa düştüğüne dikkat çekiyor. İzlenmesi gereken yol haritasını hakkında da şunları söylüyor: “Türkiye’nin yenilenebilir enerji kullanımı konusunda acil adımlar alması, doğru bir stratejiyle hareket etmesi gerekiyor. Enerjide dış kaynaklara bağlı olmayan bir Türkiye için; yerel ve ulusal yönetimlerin ve toplumun; yüksek yatırım maliyetlerine sahip konvansiyonel enerji üretimini, yani eski teknolojiyi terk edip, çevre ve ekonomi dostu yenilenebilir enerjiye geçmesi gerekiyor.”
Yüzde 100 yenilene-bilir konferansı başlıyor
6. Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji Konferansı (IRENEC) bugün başlıyor. İstanbul Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi’ndeki konferans 28 Mayıs’ta bitecek. Yenilenebilir enerjiye geçişin yol haritasının ele alınacağı konferansa uluslararası 62 uzman konuşmacı katılıyor. Yüzde 100 Yenilenebilire Geçişte Yerel veya Küresel Faaliyetler, Biokütle, Güneş Enerjisi, Rüzgâr Enerjisi, Jeotermal Enerji, Enerjiyle İlgili Ekonomik, Çevresel ve Politik Konular, Mimaride “Enerji Verimliliği” ve “Sıfır, Artı Enerji” Kavramları, Temiz Ulaşım Teknolojileri konularında oturumlar yapılacak.
Yazan: GÜRHAN SAVGI
Kaynak: Yarına Bakış