Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 19 Kasım 2014
WWF Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar, “Türkiye’nin artan elektrik ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla temiz enerjiye yatırımı seçmemesi için hiçbir neden yok” dedi. Bloomberg New Energy Finance (BNEF) ile WWF Türkiye’nin işbirliğiyle hazırlanan “Türkiye’nin Yenilenebilir Gücü” adlı raporun tanıtım toplantısında konuşan Bayar, dünyanın bir enerji kriziyle karşı karşıya olduğunu, enerjiyi üretme ve kullanma biçiminin ekonomik ve ekolojik açıdan sürdürülebilir olmadığını dile getirdi.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2013’te yayımladığı 5. Değerlendirme Raporu’nda, küresel ortalama sıcaklıklardaki artışın, yani iklim değişikliğinin kesin olarak insan faaliyetlerinden kaynaklandığını ortaya koyduğunu vurgulayan Bayar, şunları kaydetti:
“Sıcaklıklarda bugün itibariyle 0,9 derecelik artış meydana gelmişken, karbon emisyonlarının mevcut artış hızıyla, sıcaklık artışının 2060 yılında 4 dereceyi, yüzyılın sonunda ise 6 dereceyi bulması bekleniyor. Bilim insanlarına göre iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden korunmak için sanayi devrimi öncesine göre ortalama sıcaklıklardaki artışı, azami 2 derece ile sınırlamak gerekiyor. IPCC, 2 derece hedefini tutturmak için küresel enerji yapısında köklü değişikliklerin yapılması, emisyonlarda en kısa zamanda kayda değer düşüş sağlanması gerektiğini belirtiyor. Buna göre, 2050 yılında düşük karbonlu enerjinin elektrik üretimindeki payının yüzde 90’ı aşması gerekiyor.”
“2030 yılına doğru Türkiye elektrik enerjisi üretiminde daha temiz bir kaynak dağılımı yakalayabilir mi? Ve böyle bir senaryonun maliyeti ne olur?” sorusuna verilebilecek olumlu bir yanıtın oyunun tüm kurallarını değiştirebileceğini aktaran Bayar, Türkiye’nin enerji politikalarının ana hedefi konusunda herkesin hemfikir olduğunu bildirdi.
Bayar, “Sonuçlar, yenilenebilir enerjiye ilişkin yaygın olan efsanelerden en önemlisinin yenilenebilir enerjinin pahalı ve ulaşılamaz bir seçenek olduğuna dair inanışın sonu anlamına gelebilir. Türkiye’nin artan elektrik ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla temiz enerjiye yatırımı seçmemesi için hiçbir neden yok” dedi.
“Türkiye’nin Yenilenebilir Gücü” raporu, yenilenebilir enerjiye yatırımı önceliklendirecek bir Türkiye’nin hem artan elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini, hem de bunu kömür odaklı mevcut politikalarla aynı maliyete başarabileceğini ortaya koyuyor.
Rapora göre Türkiye’nin, doğalgaz ithalatına olan bağımlılığını kömürle ikame etmeden azaltması ve ekonomik büyümesini destekleyebilecek elektrik ihtiyacını karşılaması mümkün. Üstelik böyle bir senaryoda elektrik üretimine bağlı emisyonlardaki artışı da durdurmak olası.
Raporda, 2030 yılına kadar Türkiye’nin artan ihtiyacını karşılayacak elektriğin üretimi için, taş kömürü ve yerel linyit öncelikli mevcut stratejinin maliyeti ile yenilenebilir enerji odaklı seçeneğin maliyetinin hemen hemen eşit olacağı ve bu meblağın 400 milyar dolar olabileceği belirtildi. Rapora göre, gelecek 15 yıl içerisinde güneş ve rüzgarın seviyelendirilmiş enerji maliyetlerinde görülmesi beklenen düşüş, bunu mümkün kılacak.
Kaynak: Enerji Enstitüsü