Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS, GREEN TECHNOLOGY AND INFORMATION NEWS - Tarih : 25 January 2023
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), iklim teknolojileri odaklı hamlelerine İklim Lab komunite programı ile devam ediyor. TTGV, İklim Lab’da, iklim teknolojileri odağında; insanları, teknoloji ve veriyi bir araya getirmeyi, sanayinin işine yarayacak somut bilgi üretmeyi hedefliyor. İklim Lab’da iklim teknolojileri alanında etkisi yüksek teknolojiler, fırsat alanları ve potansiyel proje konuları teknoloji uzmanlarıyla ele alınacak.
TTGV’nin İstanbul’da düzenlediği “İklim Lab Komünite Lansmanı” etkinliğinde; enerji, mobilite, endüstriyel üretim gibi sektörler başta olmak üzere kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından 70’e yakın uzman bir araya geldi. Bu lansman toplantısı kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmasında; iklim teknolojileri alanında bilgi birikimine ve tecrübeye sahip katılımcıların, İklim Lab komünitesinde; birlikte hareket etmek, içgörü paylaşmak ve bilgi üretmek için yapılabilecekler konusunda fikir paylaşımı yapıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasında TTGV Yönetim Kurulu Üyesi Kunter Kutluay, ‘resilience’ (dayanıklılık) kavramı ve bir araya gelmenin etkisi üzerinde dururken, İklim Lab komunitesi ile iklim teknolojileri alanında endüstrinin ihtiyaçlarına yönelik kolektif bilgi üretimi ve somut çıktıların paylaşımının önemine dikkat çekti.
İKLİM TEKNOLOJİLERİNDE HEM TEHDİT HEM FIRSAT VAR
Türkiye’de özel sektörün uluslararası rekabetçiliğini teknoloji yoluyla artırmak amacıyla 32 yıl önce kurulan TTGV’nin Genel Sekreter Yardımcısı Hanzade Sarıçiçek ise, “TTGV için, özel sektörümüzün, önümüzdeki dönem uluslararası rekabetçilik anlamında hem bir tehdit hem de önemli bir fırsat alanı olarak gördüğümüz iklim teknolojilerine adapte olabilmesi çok önemli. İklim değişikliğiyle mücadele ve ilgili uluslararası ticaret politikalarına uyum için en önemli çözümlerden biri iklim teknolojilerini geliştirmek ve uygulamak.” dedi.
Dünyada iklim değişikliğine neden olan beş ana dikey sektör olduğunu vurgulayan Sarıçiçek, şunları söyledi: “Enerji, mobilite, tarım, yapı/malzeme, endüstriyel üretim olarak 5 ana grupta farklı iklim teknolojileri incelediğimiz, 100’e yakın teknolojiyi masaya yatırdığımız ve farklı destek mekanizmaları ve programlar geliştirdiğimiz dinamik bir yapımız var. Bunların en temeli, yapı taşı içerik ve komünite programımız olan İklim Lab… Bu program kapsamda, iklim teknolojileri alanında çalışan profesyonelleri, girişimcileri, araştırmacıları, kamuyu, sivil toplumu bir araya getirip bilgi alışverişi yapmak, bilgi asimetrisini gidermek ve ortak bir fayda, değer yaratmak istiyoruz. İklim Lab’ın sürekli araştırdığımız, yeni bir şeyler ürettiğimiz bir laboratuvar olmasını hayal ediyoruz.”
Ayrıca, Öncül Proje Yatırım Programı ile, iklim teknolojileri alanında Türkiye’de uygulanmamış, pazar riski hala devam eden türünün ilk örneği demo projeleri uygulayıp kanıtlamak istediklerini belirten Sarıçiçek, “Bu gösterim etkisinin yarattığı etkiyle Türkiye’de iklim teknolojileri alanında bir pazar ve üretim tedarik zinciri oluşması ve ölçeklenmesini istiyoruz. Temel başarı kriterimiz bu. Bu alanda farklı teknolojileri incelemeye başladık. Yenilenebilir enerjinin şebekedeki payının artabilmesi için uzun süreli enerji depolama teknolojileri; temiz ve yeşil hidrojen üretimi, depolanması, taşınmasına yönelik teknolojiler; enerji üretimi ve sanayide karbon yakalama teknolojileri gibi dünyada yavaş yavaş öne çıkan; bizim de hızlıca adapte olup uygulamamız ve geliştirmemiz gereken birçok teknoloji var.” değerlendirmesini yaptı.