Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 20 Mayıs 2020
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), “İklim Değişikliği Bağlamında Türkiye’de Tarımın Dönüşümünün Politik Ekolojisi” başlıklı Ocak ayında düzenlenen konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansta, Türkiye tarımında 2000 sonrasında yaşanan dönüşümleri iklim değişikliği ve diğer ekolojik sorunlar bağlamında ele alan ve tarımda iklim değişikliğine dayanıklılık ve sürdürülebilirlik için farklı aktörlerin ortaya koydukları yaklaşım ve çabalara odaklanan proje çalışmasının ilk sonuçları paylaşıldı.
Fikret Adaman, Duygu Avcı, Umut Kocagöz ve Gökçe Yeniev’den meydana gelen araştırma ekibi;
Türkiye tarımında 2000 sonrasında yaşanan dönüşümleri iklim değişikliği ve diğer ekolojik sorunlar bağlamında ele alan ve tarımda iklim değişikliğine dayanıklılık ve sürdürülebilirlik için farklı aktörlerin ortaya koydukları yaklaşım ve çabalara odaklanan proje çalışmasının ilk bulgu ve değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştı.
Yapılan basın açıklamasında çalışmanın amacı; politik ekoloji perspektifinden Türkiye’de iklim değişikliği-tarım ilişkisi Türkiye’de tarımının son 20 yıldaki dönüşümü ve ileriye yönelik senaryolar, teknolojik gelişmeler, tarımda yeni aktörler ile imkanlar, fırsatlar ve kısıtları değerlendirmek olarak özetlendi.
Çalışmanın kapsamı ise; iklim değişikliğine uyum odaklı, gıda zincirinin tarımsal üretim halkasına odaklı, tarımsal üretim içerisinde bitkisel üretime odaklı Türkiye tarımındaki genel manzarayı anlamak, çeşitliliği/farklılaşmayı yakalamak ve iklim değişikliği-tarım ekseninde ileriki çalışmalara altlık oluşturmak şeklinde belirtildi.
Proje ekibinden Fikret Adaman, Türkiye’nin ürettiği sera gazlarının % 12’sinin tarım kaynaklı olduğunu, bunun da % 50’sini hayvancılığın oluşturduğunu söyledi. Adaman, “Artan sıcaklık, yağış değişiklikleri, mevsim kaymaları, deniz seviyesinin yükselmesi ve artan şiddetli hava durumu (hortum vs) gibi iklim değişiklikleri tarımı etkilemekte” dedi.
Konferansın sonunda yapılan genel değerlendirmede şu hususlara yer verildi:
– Tarımda iklim değişikliğine uyum için önerilen çözümlerin toplumu adil ve sürdürülebilir tarım-gıda sistemine doğru götürüp götürmediklerinin değerlendirilmesi gereklidir.
– Pazara bağımlılığı arttıran çözüm önerilerinin eşitsizlikleri derinleştirmesi olasıdır.
– Türkiye’de adil ve sürdürülebilir tarım-gıda sisteminin kurulmasının olanakları açısından alternatif gıda ağları politik potansiyelleri bağlamında önemlidir; ancak, etkileri en azından kısa vadede kısıtlıdır.
– Yerel yönetimlerin ise bu alanda önemli bir potansiyeli bulunmaktadır. Yerel yönetimlerin çiftçilerin üretim süreçleri üzerinde özerk denetimlerini desteklemekte olmaları olumludur; ancak, ekonomik ve ekolojik kaygıları dengelemekte yetersiz kalma riskleri de bulunmaktadır.
– İklim değişikliğine uyum tartışmalarında risklerin toplumsal olarak adil bölüşümü ve bunu sağlayacak sosyal güvenlik mekanizmalarının ne olması gerektiği konuları mutlaka dikkate alınmalıdır.