Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, NÜKLEER ENERJİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ - Tarih : 29 Ağustos 2016
Türkiye yıllarca kaynak sorunu nedeni ile üretimini artırmak, bağımlılığını azaltmak ve daha yüksek kişi başı gelire ulaşmak için gerekli altyapı yatırımlarını gerçekleştiremedi. Bu da ülkenin bir kısır döngüde kalmasına neden olmuştur.
Ancak 2000’li yıllar, ekonomideki iyileşme ile birlikte, Türkiye ekonomisinde büyük projelerin hayata geçirildiği yıllar oldu. Üniversiteler, hastaneler, havaalanları ve ulaşım projeleri, ülkenin çehresi değişmiştir.
Türkiye yeni dönemde büyük altyapı yatırımları ve projelerin finansmanında kısır döngüyü yaşamamak, dışarıya bağımlılığı azaltmak ve daha yüksek oranlarda büyümek için “Türkiye Varlık Fonu”nu”kurdu.
Peki kurulan “Türkiye Varlık Fonu” bu kısır döngüyü kırabilir mi? Bu fon, muhtemel ekonomik ve finansal şokların ekonomi üzerindeki etkisini azaltabilir mi?
Varlık Fonu, birçok ülkede bu kısır döngüyü ortadan kaldıran bir görev üstleniyor. Bugün dünyanın en büyük 10 Varlık Fonunun yarısı petrol ve doğal kaynak dediğimiz emtia temelli iken diğer yarısı emtia dışı ihracat ve finans piyasalarındaki gelirlerle, ülkelerin yatırımlarına katkı yapıyorlar.
Bu fonlara sahip ülkelerin ekonomik kalkınmada da önemli bir konuma geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla, Türkiye’de de Varlık Fonunun kurulması ve etkin işlemesi, kendisi için belirlediği 2023, 2053 ve 2071 hedefleri açısından önemli bir adım olacaktır.
STRATEJİK YATIRIMLAR HIZLANARAK, BAĞIMLILIK AZALACAKTIR
Türkiye Varlık Fonu çok fayda sağlayacak. Bir taraftan elde edeceği kaynaklar ile yatırımların finansmanı karşılanacak, diğer taraftan bu kaynakların değerlendirilmesi ve menkulleştirilmesi ile borsanın da derinleşmesine katkı yapacaktır.
Ayrıca, İstanbul Finans Merkezi’ni bu bölgede önemli bir merkez haline getirmek istiyorsak, bunun için yeni araçlara ihtiyaç var. Varlık Fonu’nun kullanacağı finansal araçlar başta da İslami finans araçları bu açıdan önemli olacaktır.
Tabii bir de enerji konusu var. Enerji için ödenen ithalat faturasının yüksekliği sır değil. Kaynağımızın ciddi bir kısmını enerji faturasına ayırıyoruz.
Petrol fiyatlarının düşmesinden önce, 2014 yılında enerji faturasına 54 milyar dolar ödedik. Bugün Akkuyu nükleer santralinin faturası ise 22 milyar dolar. Yani, ödediğimiz enerji faturasıyla her yıl iki ya da üç tane Akkuyu santrali yapma imkanımız olurdu.
Bunun önüne geçebilmek için, Varlık Fonu’yla başta da doğalgaz, yenilenebilir enerji ve nükleer santral gibi önemli projelerin gerçekleşmesi ile hem enerjide dışarıya bağımlılığı azaltacak, hem de yapılacak tasarruflarla büyük enerji projeleri de tamamlanmış olacaktır.
Ayrıca, enerji gibi önemli miktarda kaynak aktarılan ve halen bağımlılığın yüksek olduğu savunma, yazılım, ilaç gibi alanlarda faaliyet gösteren yerli üretimin finansmanının sağlanması da, Varlık Fonu’nun diğer bir boyutu.
Bu şekilde, bir taraftan dışarıya kaynak aktarımı azalacak, diğer taraftan da buralardan sağlanan tasarrufların Varlık Fonu’na aktarılma imkânı doğacaktır.
KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI ARTIK TÜRKİYE’Yİ TEHDİT EDEMEYECEKLER
En önemlisi de yıllarca Türkiye’yi sömüren, zor şartlarda yüksek faiz ile adeta Türkiye’yi tüketen yabancı fon sahiplerinden kurtulmuş olacağız.Ayrıca, fon sahipleri ile beraber hareket eden kredi derecelendirme kuruluşları da, Varlık Fonu sayesinde not tehdidinde bulunamazlar.
Çünkü, not tehdidi yapmalarının bir yaptırımı ve etkisi olmayacaktır.
Türkiye, İstanbul Finans Merkezi, Varlık Fonu ve zincirin son halkası olacak bir kredi derecelendirme kuruluşunun kurulmasıyla daoligopol yapıdaki mevcut kredi derecelendirme kuruluşlarından da kurtulmuş olacaktır.
Yeni ekonomi hikâyesinde finansman ihtiyacını sağlamak, içerden veya dışardan gelebilecek olası risklere karşı kırılgan yapıyı güçlendirmek, kredi derecelendirme kuruluşlarının not tehditlerini boşa çıkarmak ve yabancı fon sahiplerinin ülke ekonomisinde istedikleri gibi at koşturmasını engellemek için Türkiye Varlık Fonu’yla elde edilecek kazanımlar çok açıktır.
Bu nedenle G20 ülkeleri içerisinde fonu bulunmayan ülkelerden birisi olan Türkiye’nin, yeni ekonomi hikâyesinde, Varlık Fonu da, tıpkı diğer zorunlu reformlar gibi önemli bir eşik olacaktır.
Yazan: Erdal Tanas Karagöl
Kaynak: Yeni Şafak