Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ - Tarih : 11 Eylül 2019
Dünya genelinde 2025 yılına kadar sera gazı emisyonlarını % 50 azaltmayı ve %100 yenilenebilir enerji kullanmayı hedefleyen Vodafone, güneş enerjisi yatırımları ile yenilenebilir enerji kaynak kullanımını artırıyor. Vodafone, Adana Bulut Teknoloji Merkezi’nde öz tüketim amacıyla çatı tipi güneş enerjisi yatırımı gerçekleştirdi. Yaklaşık 4 milyon TL’ye mal olması beklenen proje tamamlandığında, yılda ortalama 768 bin kWh elektrik enerjisi üretilecek ve merkezin yıllık elektrik ihtiyacının % 20’si yenilenebilir enerjiden karşılanacak.
11 Eylül 2019 – Tüm dünyada 2025 yılına kadar iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için sera gazı emisyonlarını yüzde 50 azaltmayı ve kullandığı elektriğin yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi hedefleyen Vodafone, yenilenebilir enerji kullanımını artırmaya yönelik çalışmalarına hız verdi. Vodafone faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel etkiyi en aza indirme hedefiyle, çekim noktası sahaları ve teknoloji merkezlerine güneş enerjisi sistemleri yatırımları yaparak kullandığı yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmayı planlıyor. Bu doğrultuda Vodafone, Türkiye’de de önemli bir adım atarak, ülke genelindeki 5 büyük bulut teknoloji merkezinden biri olan Adana Bulut Teknoloji Merkezi’nde çatı tipi güneş enerji sistemi yatırımını hayata geçirdi.
Elektrik ihtiyacının yüzde 20’si güneş enerjisinden sağlanacak
Vodafone Adana Bulut Teknoloji Merkezi Güneş Enerjisi Santrali’nde öz tüketim amacıyla yıllık ortalama 768 bin kWh elektrik enerjisi üretilmesi, 10 yıllık toplam üretimin ise 7,4 milyon kWh’ye ulaşması hedefleniyor. Toplamda yaklaşık 4 milyon TL’ye ulaşması beklenen yatırım tamamlandığında, Adana Bulut Teknoloji Merkezi’nin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 20’si güneş enerjisiyle karşılanacak. Gölgeleme, kablolama, ısı gibi nedenlerle oluşan kayıpların en düşük seviyeye indirildiği ve yüksek verimli panellerin kullanıldığı proje, Türkiye’de doğrudan bir veri merkezini enerjilendiren en büyük kapasiteli güneş enerjisi santrali olma özelliğini taşıyor. Vodafone’un Yeşil Veri Merkezi stratejisini de destekleyen proje, yılda 389 ton karbondioksit azaltımı ile şirketin karbon ayak izi azaltımı hedefine de katkı sağlayacak.
Vodafone’da üç temel odak alanından birinin “çevre” olduğuna dikkat çeken Vodafone Türkiye CEO’su Colman Deegan, şunları söyledi:
“Sürdürülebilir bir çevrenin, toplum ve gelecek nesiller açısından kritik önem taşıdığına inanıyoruz. Amaç odaklı bir şirket olma hedefimiz doğrultusunda, 2025 yılına kadar, Vodafone Türkiye’nin toplam sera gazı salınımını yüzde 50 azaltmayı ve enerji ihtiyacımızın yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyoruz. Adana Bulut Teknoloji Merkezi’nde başlattığımız güneş enerjisi projesi, merkezin enerji ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayacak ve 389 ton karbondioksit azaltımı sağlayacak. Bu yenilikçi projeyi hayata geçirmekten heyecan duyuyoruz. Vodafone olarak, benzeri inisiyatiflere öncülük etmeyi sürdüreceğiz.”
BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine katkı
Vodafone, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve sera gazı salım değerleri ile ilgili koyduğu hedeflerle Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden “Erişilebilir ve Temiz Enerji”, “Sorumlu Tüketim ve Üretim” ile “İklim Eylemi” hedeflerine de katkı sağlıyor. Ayrıca, sunduğu çözümlerle “Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları” hedefine de katkı veriyor. Vodafone Türkiye, yeni teknolojiler, IoT ve akıllı uygulamalar ile daha sürdürülebilir bir gelecek için araçlar geliştirirken, sadece kendi operasyonlarından kaynaklı çevresel etkileri takip etmekle kalmıyor, aynı zamanda yenilikçi uygulamalar ile müşterilerinin çevresel performanslarını iyileştirmelerine de destek oluyor.
Mobil veri trafiği son 5 yılda 18 kat arttı
Araştırmalara göre, dünya genelinde mobil veri trafiği son 5 yılda 18 kat arttı. 2020 itibarıyla mobil veri trafiğinin 2005’te dünya çapında internette bulunan toplam verinin 15 katı olacağı öngörülüyor. Bunun sonucunda, Telekomünikasyon ve Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörlerinin 2030 itibarıyla küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 2’sinden sorumlu olacağı tahmin ediliyor. Bununla birlikte, Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojilerinin günlük hayatın her alanına yayılmasıyla, daha az enerji ve yakıt tüketimi ve daha düşük emisyon değerleri sağlanacak. Böylece, Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörünün, toplam global sera gazı emisyonlarında 2030 itibariyle yüzde 20’lik bir düşüş sağlayabileceği öngörülüyor.