Kategori : DOĞALGAZ ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ - Tarih : 26 Mayıs 2014
Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden Denise Natali’ye göre, Washington Irak’ın Türkiye üzerinden petrol ihraç etmesini desteklemekle birlikte bu ülkenin egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunmasını istiyor.
Ankara’nın, Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi’yle geçmişte petrol ve doğal gaz anlaşmaları imzalaması, Bağdat hükümetiyle arasının bozulmasına yol açmıştı. Irak anayasasına göre hidrokarbon ürünlerinin ticareti, merkezi hükümetin yetkisinde. Ancak uygulamada Bağdat Erbil’le hala uzlaşamadı. Irak’ın istikrarı açısından tarafların bir an önce anlaşmaları yolunda baskılar artıyor.
‘Irak’ı Dışlayarak Enerji Merkezi Olunmaz’
Bölgesel bir enerji merkezi olmayı hedefleyen Türkiye için Irak’ın bir an önce istikrara kavuşup kuzey güzergahından sağlıklı bir şekilde petrol ve uzun vadede doğal gaz ticaretine başlaması son derece önemli. Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden Denise Natali’ye göre, Türkiye’nin Kürt Bölgesel Yönetimi’yle tek yanlı ticaretinin önündeyse hukuki engeller bulunuyor: “Jeopolitik konumundan dolayı Türkiye’nin bölgesel enerji merkezi olmaması için hiçbir neden görmüyorum. Türkiye, enerji zengini ülkelerin komşusu. Ancak bu konuda çok sayıda teknik, siyasi ve hukuki sorun bulunuyor. Irak’a komşu olması nedeniyle Türkiye’nin bu ülkeyle arasındaki ulaştırma masrafları, petrol ve doğal gaz sağlayan diğer ülkelerden daha ucuza gelebilir. Ankara ve Bağdat arasında ilişkiler şu anda önemli bir noktada. 2010 yılında imzalanan boru hattı gümrük anlaşması uzatıldı. Bu anlaşma çerçevesinde Irak petrolü Ceyhan limanına taşınıyor. Asıl sorun, Türkiye’nin enerji koridoru olma planı çerçevesinde Kürt Bölgesel Yönetimi’yle doğrudan anlaşması, enerji ürünlerini daha ucuza temin etmeye çalışması. Petrolün kamyonlarla taşınması, Türkiye’yi enerji merkezi olma hedefine ulaştırmıyor. Boru hattı meselesine gelirsek de hukuki sorunlar var. Kürtler’le varılacak anlaşma sonucu satılan petrolü boru hattıyla taşıyamazsınız. Irak hükümeti bu konuyu mahkemeye götürmekle tehdit ediyor. Bu noktada Ankara’nın Irak’ta bir girişimde bulunmadan, hatta Kürt yönetimiyle az da olsa bir girişimde bulunmadan önce, Bağdat ve Erbil arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesini, Irak topraklarındaki bu kaynaklar üzerinde kimin hak sahibi olduğu gibi sorunların giderilmesini beklemesi gerekiyor. Hukuki sorunlar Türkiye’nin enerji merkezi olma düşüncesinin önünde engel olarak duruyor.”
‘Rusya ve İran Bölgesel Nüfuzunu Korumak İsteyecektir’
Enerji Bakanı Taner Yıldız, yaptığı açıklamada Ceyhan limanında uzun süredir bekleyen Kuzey Irak petrolünün uluslararası piyasalara sevkiyatının başladığını bildirdi. Ancak bu durumun çözüme kavuşması, Erbil ve Bağdat bir uzlaşmaya varmadan, Kuzey Irak’tan yeni petrolün Türkiye’ye gönderilmesini garantilemiyor. Uzlaşmayı daha acil duruma getiren yeni bir sorun ise Rusya.
Moskova’nın son aylarda Ukrayna’daki faaliyetleri, enerji açısından Rusya’ya bağımlı ülkeleri endişelendiriyor. Bu açıdan Türkiye üzerinden Avrupa’ya alternatif bir güzergah geçirilmesi düşüncesine olumlu bakılıyor. Ancak Denise Natali’ye göre bölgenin iki büyük petrol ve doğal gaz üreticisi Rusya ve İran, bölgesel nüfuzunu kaybetmek istemeyebilir: “Rusya ve İran kaynaklarına alternatif bulma düşüncesi akla yatkın. Türkiye petrol ve doğal gazının yüzde 70’ini bu iki ülkeden sağlıyor. Bu alternatif fikri geçmişte Hazar’daki enerji kaynakları konusunda da gündeme geldi. Yalnız, jeopolitik gerçekler hala mevcut. Yakın gelecekte ne Rusya’nın, ne de İran’ın nüfuzunu kaybetmesini beklemiyorum. Türkiye’nin Akdeniz havzasında, İsrail ve Kıbrıs’taki kaynaklar üzerinden Rusya ve İran’a alternatif arama konusu ayrı bir şey. Ama Irak konusunda, Ankara’nın nasıl Kürt bölgesiyle işbirliği yapıp, Bağdat’taki merkezi hükümeti devre dışı bırakarak enerji merkezi olacağını bilmiyorum. Ankara ve Bağdat arasında doğrudan bir ilişkiden söz etmiyoruz. İran’ın bu durumu teşvik edeceğini, Rusya’nın izin vereceğini sanmıyorum. Bölgesel güçler nüfuzlarını kullanmaya devam edecektir.”
‘Türkiye Kürtler’i Uzlaşmaya İkna Edebilir’
Enerji uzmanı Denise Natali, Erbil’in ihracat hakları konusunda Bağdat’la uzlaşmaya varma konusunda baskı altında olduğunu belirtiyor: “Şu anda sular durgun görünüyor. Ancak Irak’taki petrol ve doğal gaz kaynaklarını sahiplenme konusunda gerçek bir soğuk savaş yaşanıyor. Şu anda Kürt Bölgesel Yönetimi baskı altında. Çünkü başka gelir kaynağı yok. Bağdat ödeneği az da olsa keserse, bunun Kürt bölgesinde etkisi çok ağır olur. Uluslararası petrol şirketlerine milyarlarca dolar borçları var. Maaşlar ödenmek zorunda. Bir noktada uzlaşmaya varmak zorundalar. Herkes üste çıkmaya çalışıyor. Ekonomi ve enerji politikalarını aynı mantığa oturtacak, herkesin kazanabileceği bir senaryo üzerinde durulmuyor. Erbil üzerinde bu kadar baskı varken, Bağdat’la ne kadar uzlaşmaktan kaçınabilir, bilmiyorum. Bana kalırsa Kürt yönetiminin baskı gücü, merkezi hükümete direnme gücü azalıyor.”
Uzman bu noktada Türkiye’nin tarafları uzlaştırma yönünde öneminin arttığı düşüncesinde: “Ankara az da olsa Bağdat lehine kaysa, Kürt tarafını uzlaşmaya itebilir. Türk yetkililer, Iraklı Kürtler üzerinde önemli baskı gücüne sahip. Onları Bağdat’la uzlaşmaya ikna edebilirler.”
‘Washington Irak’ın Egemenliği ve Toprak Bütünlüğünün Korunmasını İstiyor’
Amerikan hükümeti de Irak’ta merkezi hükümetle Kürt yönetimini uzlaştırmak amacıyla yoğun diplomatik çaba yürütüyor: “Ben Amerikan devleti adına konuşamam, kendi adıma konuşabilirim. Ama Amerika Irak’ta oldukça aktif. Bir anlaşma sağlanması için Iraklı yetkililerle, Kürtler ve hatta Ankara’yla yoğun diplomasi yürütülüyor. Geçen Ocak ayında Kürtler’in 100 bin varil petrol ihraç etmesi için bir öneri sunulmuştu. Ankara şu sıralarda beklemede. Bağdat ve Erbil arasında bir anlaşma beklentisi içinde. Amerika’nın girişimlerinde azalma olmadı, yalnızca bunlar medyaya daha az yansıyor. Amerika’nın net tavrı petrol ihraç etme yetkisinin Irak hükümetinde olduğu yönünde. Bu politika değişmedi ve değişmesini de beklemiyorum. Amerika ayrıca petrol güzergahının kuzeye, Türkiye’ye ulaştırılması konusuna da büyük destek veriyor. Washingon’da, Türkiye’nin bölgesel enerji merkezi olmasına destek var. Bu herkesin kazanabileceği bir durum. Sonuçta böyle bir durum Irak petrollerinin değerlendirilmesini sağlayacak.”
Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden Denise Natali’ye göre Amerikan hükümetinin öncelik verdiği nokta, Irak’ın enerji kaynaklarını, kendi egemenliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi.
Kaynak: Amerika’nın Sesi