Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 08 Kasım 2012
Yenilenebilir enerjilere geçişin önündeki en önemli problemlerden biri de yeşil enerjinin depolanması. Rüzgârdan elde edilen elektrik enerjisi özel tesislerde depolanmaya elverişli metan gazına dönüştürülebiliyor.
Almanya’da havanın güneşli ya da rüzgârlı olduğu hafta sonları ve resmi tatil günlerinde fosil enerji santrallerini devreden çıkarmak artık mümkün. Almanya, güneş ve rüzgârdan yeterli miktarda elektrik üretebilecek düzeye geldi. Tek sorun güneş ve rüzgârın hesaplanabilir olmamasında yatıyor.
Rüzgâr dinince ya da güneş bulutların arkasında kaybolunca ne olur? Yağmurlu kasım ayında ve geceleri elektrik nereden sağlanır? Doğanın enerjisi güvenilmez olduğundan, uzun süre depolanabilmesi önem kazanıyor. Asıl zorluk da burada yatıyor: Şimdiye kadar elektrik enerjisini en az kayıpla, ekonomik şekilde ve uzun süre depolayacak teknoloji yoktu.
Almanya da, suyun elektrik enerjisiyle yüksekteki baraj göllerine pompalanıp ihtiyaç halinde yeniden elektrik enerjisine dönüştürüldüğü pompalı baraj santralleri için elverişli coğrafya açısından oldukça fakir. Dev akümülatör gibi diğer depolama teknikleri ise ekonomik değil.
Gazdan elektrik silosu
Çözümler arasında ‘power-to-gas’ teknolojisi gelecek vaat ediyor. Dünyanın en büyük deneme amaçlı elektriği gaza dönüştürme istasyonu Stuttgart’ta faaliyete geçti. Stuttgart Güneş Enerjisi ve Hidrojen Araştırmaları Merkezi ile Fraunhofer Rüzgâr Enerjisi ve Enerji Sistem Tekniği Enstitüsü çözümü kimyevi depolama teknolojisinde görüyor.
‘Power-to-gas’ yöntemi
Bu teknik rüzgâr ve güneşten elde edilen elektriğin gaza dönüştürülüp depolanmasını sağlıyor. Stuttgart’taki dev deneme tesisinde iki klasik yöntem, hidrojen elektrolizi ile metanizasyon kombine edilmiş. Metanizasyon 1906 yılında Paul Sebatier tarafından icat edilmişti. Bu yöntemde elektrik enerjisinin yardımıyla su, hidrojen ve oksijene ayrıştırılıyor. Metanizasyon aşamasında hidrojen karbondioksit gazının yardımıyla metan gazına dönüştürülüyor. Metan gazı da doğalgaz şebekesinde depolanabiliyor.
Yüzde 60’lık randıman
Elektriğin metan gazına dönüştürülmesinden yüzde 60 randıman elde ediliyor. Bu işlem sırasında elektrik enerjisinin yüzde 40’ı ısı şeklinde açığa çıkıyor. Isı enerjisi de işlem sırasında kullanıldığı zaman randıman daha da artıyor. Depolanan metan gazı motorlu araç motorlarında, ısıtmada, sanayi fırınlarında ve elektrik santrallerinde yakıt olarak kullanılabiliyor.
Güneş Enerjisi ve Hidrojen Araştırmaları Merkezi uzmanları bu yeni teknolojinin ilk kez olmak üzere yeşil elektriğin uzun süre depolanmasını mümkün kıldığını belirtiyorlar.
Metan oto çağı
Bu teknoloji sanayi kuruluşlarının da ilgisini çekti. Otomobil imalatçısı Audi metan yakıtlı ve sıfır zararlı gaz emisyonlu ilk otosunu 2013’te piyasaya çıkaracak. Audi bu amaçla Kuzey Denizi’nde rüzgâr türbinleri satın aldı. 3,6 megavat gücündeki bir türbinin bir dakikada ürettiği elektrik enerjisinden kazanılan metan gazıyla bir otomobilin 300 kilometre kat etmesi mümkün olacak. Şirket elektriği gaza dönüştürmek üzere 20 milyon Euro’luk yatırımla Almanya’nın kuzeyindeki Werlte’de tesis kuracak. Altı megavatlık tesisin önümüzdeki yıl tamamlanması planlanıyor.
Tesisler kârlı çalışabilecek
Bu teknoloji henüz emekleme çağında. Metan gazı tesisi kurmak yüksek yatırım gerektiriyor. Ama bu durumun pek yakında değişmesi mümkün. SolarFuel adlı tesisat şirketinin müdürü Gregor von Waldstein, seri imalata geçildikten sonra maliyetin düşeceğini ve enerji piyasasındaki dönüşümün depolama teknolojileri talebini arttırdığını söylüyor. Von Waldstein’a göre Stuttgart’taki prototip tesis yeni bir piyasanın doğmasına öncelik etmiş oluyor. İşadamı Almanya’nın bu teknolojinin dünya lideri olmaması için hiçbir neden bulunmadığı görüşünde.
Kaynak: Dw.de