Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, NÜKLEER ENERJİ - Tarih : 08 Mayıs 2013
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye’ye inşa edilecek iki nükleer santralin devreye girmesiyle Türkiye’nin yıllık 7,2 milyar dolarlık doğalgaz ithalinden kurtulacağını bildirdi.
Bakan Yıldız, Samanyolu Haber televizyon kanalında Türkiye’de yapılması planlanan nükleer santrallere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Nükleer santrallerin yapılmasıyla Türkiye sanayisinin lig atlayacağına işaret eden Yıldız, sanayinin daha fazla teknolojiyle tanışacağını belirtti.
“Bir nükleer santralin yapımında kullanılan 515 bin parçadan ne kadarını üretebiliyorsak üreteceğiz, 10 yıl sonra daha fazlasını yapacağız” ifadesini kullanan Yıldız, iki nükleer santralin devreye girmesiyle Türkiye’nin yıllık 7,2 milyar dolarlık doğalgaz ithalinden kurtulacağını kaydetti.
Yıldız, “Dünya nükleerden vazgeçiyor” algısının doğru olmadığına dikkati çekerek, dünya elektrik üretiminin yüzde 13’ünün nükleer enerjiden sağlandığını bildirdi. 2023’te devreye girmesi hedeflenen iki nükleer santralin, elektrik üretiminin en az yüzde 15’ini karşılayacağını bildiren Yıldız, “İki nükleer santral bu yıl içinde devreye girmiş olsaydı, bugünkü elektrik üretimimizin 3’te 1’ini karşılamış olacaktı” değerlendirmesinde bulundu.
Şu anda dünyada 440 nükleer santralin işletmede, 63 santralin inşa halinde, 164 santralin planlama aşamasında olduğunu belirten Yıldız, Çernobil’den sonra 144 nükleer santral yapıldığını ifade etti.
Yıldız, bir deprem ülkesi olan Japonya’da 53 tane nükleer santral olduğuna vurgu yaparak, Japonya’nın depreme dayanıklı nükleer santral inşa etme konusunda dünyada ilk üç ülke arasında olduğunu kaydetti.
Rusya ve Japonya ile yapılan nükleer santral anlaşmalarının yüksek güvenliği ön plana çıkardığını dile getiren Yıldız, Türkiye’de inşa edilecek nükleer santrallerin 9 büyüklüğünde depreme dayanıklı olacağını söyledi.
Yıldız, üçüncü nükleer santralin yerinin 2 yıllık bir araştırmadan sonra belli olacağını belirterek, şu an için yer isimlerinin tamamının spekülatif olduğunu bildirdi.
Kaynak: Enerji Enstitüsü