Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 26 Ağustos 2015
Elektrik faturalarından şikâyeti olmayan kalmadı.
Bunun sebebi aldığı hizmetin kalitesinden olduğu kadar faturaların giderek artmasıdır. Özellikle döviz kurundaki artıştan sebep elektrik şirketleri vatandaşı “sıkılacak limon” olarak görmeye başladı. Memleketimizin ağzı var dili yok vatandaşlarımız da ses çıkarmadığı için her önüne gelen elektrik faturaları üzerinden para toplamaya çalışıyor. Son dönemde faturaya yeni vergilerin girmesi söz konusudur. Biz halimizden ve ödediğimiz vergilerden çok memnunuz. Bu sebeple yeni çıkacak vergileri heyecan ile bekliyoruz. Ben ise size fatura üzerinden alınan fonlardan ve bu fonların en meşhuru olan TRT Payından bahsetmek istiyorum.
Bir Varmış Bir Yokmuş!
2011 Ocak ayında EPDK’nın aldığı bir karar ile Aktif Enerji Bedeli içinde yer alan Kayıp Kaçak Bedeli Elektrik tarifesi içine girdi. Böyle olunca bizim TRT Kurumu mağdur oldu. Kötü kalpli(!) EPDK; TRT’nin gelirlerini zarara uğrattı. Bunu rakamsal olarak örnekleyelim. Aktif Enerji (85 TL) ile Kayıp Kaçak Bedelinin(15 TL) toplamı 100 TL olsun. Bu durumda TRT Payı 2 TL olur. Ancak Kayıp Kaçak bedelini bunun içinden çıkarırsanız Matrah Aktif Enerji Bedeli olan 85 TL üzerinden alınır. Bu sefer TRT Payı 1,7 TL’ye düşer. Bizim TRT’de karalar bağlanır. Ne de olsa kamu yayıncılığı yapıyor. Şimdi vatandaş ne yapacak? Hayatımız sekteye uğrayacak(!) Artık bölüm başına yüksek bedelli diziler çekilemeyecek. Çok yüksek ücretlerle spor yorumcuları stüdyolara davet edilemeyecek. Haberleri izleyerek “Ne olacak bu memleketin hali” sorusu sorulmayacak. Vah ki, ne vaaah
01.02.2011 tarihinde 3065 sayılı EPDK kurul kararı ile fon tahsilatının Aktif Enerji ile PSH Bedeli üzerinden alınmasına karar verildi. Ancak TRT mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı aldırdı. Serbest tüketici olmaya başlayan birçok abone PSH bedeli ödemiyordu. Dolayısı ile durum TRT’nin aleyhineydi. Kurul kararının hukuksuz olduğu gerekçesi ile dava açıldı.
Son dönemde elektrik faturasının en meşhur jönlerinden olan Kayıp Kaçak Bedel’ine bakalım. Dağıtım siteminin bir maliyet unsuru olduğunu bilmeyen kalmadı. Buna bile itiraz edilirken çalınan elektrik üzerinden devlete fon ödemek ne kadar akla mantığa uygundur? Bunda ısrar etmek vatandaşın akıl seviyesi ile dalga geçmek değil midir?
Elektrik tüketimini arttırın, TRT’ye Para Lazım
Benim içim parçalanıyor TRT’nin bu durumuna. Gelirleri azaldığı için şimdi boynu bükük kaldı. TRT Kurumu’nun gelirleri 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu ile düzenlenmiş, reklam gelirleri dışında elektrik enerjisi hâsılatından ayrılacak paylar ile radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlardan alınacak ücretler gelir kalemleri arasında sayılmıştır. Aynı Kanun ile Bakanlar Kurulu, “oranları topluca veya ayrı ayrı iki katına kadar artırmaya veya kanuni oranı sıfıra kadar indirmeye” yetkili kılınmıştır. Elektrik gelirlerinden TRT’nin payına düşen kısım, TRT’nin toplam gelirlerinin yüzde 52,6’sını oluşturuyor. Hazine Müsteşarlığı’nın Kamu İşletmeleri Raporu’na göre, TRT’nin 2012 yılında elde ettiği gelirlerin % 88’i vatandaşlar tarafından ödenen paralardan oluşmuştur. TRT’nin patronu bizmişiz haberimiz yok!
TRT Payı Hukuka Uygun mudur?
TRT Payının elektrik enerjisi tüketicilerinden tahsil edileceği dikkate alındığında elektrik satış fiyatı içinde elektrik piyasası faaliyeti ile ilgisi olmayan bir unsurun tüketicilere yansıtılmak sureti ile faturaya ek bir maliyet getirildiği açıktır. TRT Hizmeti ile ilgisi olmayan yalnızca elektriğin satışına ilişkin bir ticari faaliyet üzerinden alındığı için
- Anayasa’nın 10. Maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine
- maddesindeki çalışma ve sözleşme hürriyetine
- Maddesinde yer alan vergi ödevi başlıklı hükmüne
- “Tüketicilerin Korunması” başlıklı 172. Maddesine
aykırılığı nedeni uyuşmazlığa uygulanacak yasa kuralı niteliğindeki TRT Gelirleri Kanunu’nun bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerekmektedir. Ayrıca 1 Ocak 2011 tarihinden önceki dönemde Elektrik Piyasasının Tarifeler Yönetmeliği’nin 4. Maddesinin 35 numaralı bendinde perakende satış fiyatı, perakende satışa ilişkin tavan fiyat, hedef kayıp kaçak oranı ve brüt kar marjı dikkate alınarak hesaplanan fiyat olarak tanımlamış iken bu tarihten sonra perakende satış fiyatının perakende satışına ilişkin tavan fiyatı ile brüt kar marjından oluştuğu belirtilmiştir. Hal böyleyken halen bunun aksini iddia etmek ile elde edilmek istenilen nedir? Dağıtım isteminin bir maliyet unsuru olduğu belirtilmesine rağmen bunun aksini iddia etmek de nedir? Hani elektrik piyasası maliyetleri düşecekti? Hani rekabet artacaktı? Elektrik piyasası ile çıkan rekabet kurulu kararlarını birçok kişi görmüştür. Tokat gibi ifadeler olmasına rağmen pişkinlikle “bize haksızlık yapılıyor” diyen elektrik şirketlerinin yöneticileri hep beraber görüyoruz. Bu şirketlerin hiç birinin ceza almadığını biliyorsunuzdur herhalde? Üstelik bunlar arasında sektör derneklerinden olan ve başkanı Nihat Özdemir olan Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği bile rekabet kurumundan uyarı cezası almıştır.
TRT Gelirleri Kanunu’nun 4. madde/c bendinde kayıp kaçak bedeline ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği için kayıp kaçak bedeli üzerinden de TRT payı alınabileceği sonucunu çıkarmak hukuken mümkün değildir. Kayıp Kaçak Bedelinin dağıtım şirketlerinin sorumlu olduğu açıktır. Bunun aksini iddia etmek vatandaşı limona benzetmektir.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Danıştay aldığı karar göre artık Enerji Fonu, TRT Payı ve BTV gibi fonlar artık Aktif Enerji Bedeli ile PSH üzerinden alınması gerekiyor.2011 yılından beri TRT yüzünden yanlış tahsil edilen bedeller ise geri alınması lazım. Ancak EPDK, fazla alınan tutarların iadesi kısmına müdahil olmayacaktır. EPDK’ya göre vergi ve fonlar EPDK yetki alanında değil. Kimin yetkisinde olduğunu bilen yok!Tüketici bunun hesaplamasını yapamaz. Hesaplayamadığı ücretin iadesini nasıl isteyecek? Elektrik şirketleri bu konuda gerekli hassasiyeti gösterecek mi? Bu konuda haklarınızın kaybolmasını istemiyorsanız bize gelmenizi tavsiye ederiz.
Bülent Çebin
Enerji Tüketicileri Derneği Genel Başkanı
Kaynak: Enerji Enstitüsü