Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 15 Mayıs 2016
Amerikan Enerji Bakanlığı bir karbon tutma ve saklama projesine verdiği desteği daha kesti. Teksas Temiz Enerji Projesi adı verilen projenin kurulacak olan kömürlü termik santralden salınacak olan karbondioksidin tutularak saklanması sonucu senede 2 milyon ton daha az karbondioksidin atmosfere salınmasına neden olacaktı.
Başlangıç maliyeti 2 milyar dolar olan bu proje altı sene içerisinde tamamlanamamakla kalmamış, ayrıca maliyeti de 4 milyar dolara yükselmişti. Enerji Bakanlığı ise bu proje maliyetinin 450 milyon dolarlık kısmını üstlenmişti. Bakanlığın bu desteği kesmesiyle projenin tamamlanma şansı kalmamış oluyor. Bu son senelerde Enerji Bakanlığı’nın destek vermeyi durdurduğu beşinci proje oldu.
Enerji Bakanlığı’nın bu durdurma kararı gerek Meclis’teki politikacılar, gerekse de temiz enerjiyi savunan gruplar tarafından tepkiyle karşılandı. Çoğu çevreci gruplar ise Obama yönetiminin bu kararını destekler açıklamalarda bulundular.
Elektrik enerjisi üretmek için kömür yaktığımızda atmosfere karbondioksit salıyoruz ve bu gaz Dünya’nın ikliminin değişmesine ve her geçen senenin bir önceki seneden daha sıcak olmasına neden oluyor. Bunu önlemenin en kolay yolu kömürlü termik santralleri kapatmak, ya da en azından yenilerinin yapılmasına engel olmak. Ancak kömür, petrol ve doğal gazın güzel bir özelliği var: Yerden bu fosil yakıtlar neredeyse bedavaya çıkartılıp yakılıyor ve size enerji verirken bu yakıtları yerin altından çıkartıp satanlara da büyük paralar kazandırıyor. Bu nedenle de bu alanlara yatırım yapan iş çevreleri kömürlü termik santral çağının sona ermesini istemiyor, bu Dünya’daki bildiğimiz yaşamın sonu demek olsa bile. Amerika’daki politikacıların Enerji Bakanlığı’nın kararına karşı çıkmalarının arkasındaki en önemli sebep bu. Çünkü bu politikacılar tekrar seçilebilmek için fosil yakıt lobilerinden almakta oldukları maddi desteğe muhtaçlar.
Bir yanda kömürden elde edilen büyük kazanç, diğer yanda da bu yakıtın insanlığın sonunu getirebilecek olması yan yana geldiğinde şirketler bir ara çözüm bulma yoluna gittiler. Bu ara çözüm de atmosfere salınacak olan karbondioksidi tutup saklayacak termik santraller inşa etmekti. Bu işlem üç ana parçadan oluşuyor, termik santralde salınacak olan karbondioksidi yakalamak (teknolojik olarak biraz zor ve pahalı ama mümkün), karbondioksidi basınç altında sıvılaştırıp depolanacağı yere taşımak (teknolojik olarak mümkün, ama hem pahalı hem de kaçak olması ihtimali açısından riskli) ve yer altında depolamak (daha bunu sağlayan bir teknoloji yok). Bu üç parçayı bir araya getirmeye de Temiz Kömür Çözümleri deniyor, yani bu çözüm aslında şu anda elimizde olmayan bir teknolojiye dayanıyor. Bu nedenle de temiz kömür aslında halkı sakinleştirmek için kullanılan ve aslında var olmayan bir teknoloji.
Karbondioksidi saklamak mümkün ama bu işlemde ufak bir problem var. Karbondioksit bir zaman sonra bir yolunu bulup saklandığı yerden dışarıya sızıyor. Karbon saklama yönteminin çalışır olabilmesi için bu gazın saklandığı yerden sızmayacak şekilde depolanmasının garanti altına alınması gerekiyor. Bilim ve teknoloji şimdilik sadece karbondioksidi kısa bir süre yer altında tutmanın garantisini verebiliyorlar. Bu nedenle de şu an için bizim iklim sorunumuzu çözebilecek anlamda çalışır bir karbon tutma ve saklama sistemi mevcut değil.
Aslında Amerikan Enerji Bakanlığı’nın aldığı karar teknolojik ya da politik bir karar değil. Bakanlığın Denetleme Dairesi Başkanlığı projeye son altı senede ne kadar yatırım yapıldığına ve bu yatırımla projenin ne kadar ilerlediğine bakarak projeye daha fazla yatırım yapılmamasını önerdi. Bakanlık da bu öneriye uydu. Bunun anlamı şu: Günümüzde yenilenebilir enerjinin ve enerji depolama sistemlerinin maliyeti her geçen gün düşmekteyken geçmiş yüzyıllardan kalan ve atmosferi kirleten bu enerji sistemlerine daha fazla yatırım yapmak Amerikan ulusal çıkarlarına uygun değildir. Amerikan Enerji Bakanlığı araştırma bütçesini temiz kömür gibi imkansız bir fikir yerine daha uygulanabilir projelere yatırmaya karar verdi, politikacıların direnişlerine rağmen.
Prof. Dr. Levent Kurnaz
Kaynak: CNN Türk